2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1894
Okunma

“Çırak Lâzım”
Hevesli olacak bir kere
Önce efendi gibi izleyecek,
Görecek ne olup bittiğini.
Anlamaya gayret edecek.
Sahada çalışacak, terleyecek.
Zoru görünce korkmayacak
Bir iki zahmetten yılmayacak
Gözlemleyecek, soracak ama
Cevaplarını da not alacak.
İllâ okuyacak ve test edecek.
Teori ve pratiğin harmanı ile
Öğrenecek babam öğrenecek...
Ve tabii azimli, sebat sahibi,
Sabırlı olacak muhakkak,
Edepli, adâplı olacak illâ.
Hatta vefâlı, ki olmazsa, olmaz…
Saygı olmadan da olmaz asla…
Sır taşıyacak,
Laf taşımayacak.
İş yerinde ne olursa olsun
Orada kalacak, unutulacak.
Kalfasını üzmeyecek,
İhanet nedir bilmeyecek
Ustasına yakışacak çırak lâzım.
İlk haftalığını aldığında eline
Başı dik geçip şöyle mahalleden
İki taze ekmeği alıp kolunun altına
Adam gibi koymalı sofraya.
Şımarmadan, haddini aşmadan
Kibirli değil ama onurlu, gururlu
Ne gelirse gelsin başına, namuslu…
Kadrini bilecek önce bastığı toprağın
Doğuran anasının, yolunu gözleyecek kadınının
Avucuna bakacak bebesinin
Şükrünü etmeli bin defa.
Kalfa oldu ise helâl olsun ona,
Ustalığa açıktır artık yolu.
Hele bir usta olursa, oh maş’Allah,
Ona verilen emekler helâldir artık.
Şimdi çırak yetiştirmek sırası, onda…
Kolay mı öyle çırak olmak?
23 Mart 2011 – İstanbul