Ben size hiçbir şey anlatamam. Düşündüğüm her şey düşünüldü, yaptığım her şey yapıldı.Bir filmi, bir romanı, bir teoriyi anlatamam? Hem neden benden dinleyesiniz ki? Kendisini seyredin, onu okuyun, kuramcısından öğrenin.Bir öykü yazamam, öykücü değilim. Yazarsam okumayın ya da yazarsam onun adı öykü değildir. Söyleyin, karakter inşa etmenin öğretildiği paralı ya da misyoner öykü atölyelerini, karaktersizliği düşündüğüme nasıl ikna edebilirim?Bir şeyi eyleyene o işin erbabı gözüyle bakmak yanlışından kaynaklanıyor her şey. Bu lengüistik bir problematik; örneğin simit satan simitçi oluyor. Bu doğru bir tanım ve doğruluğu mesleki bir durum olmasından geliyor. Ancak felsefeyi bitiren herkes filozof değildir.mayı bilen herkesin okur, önündekini çok iyi resmeden herkesin ressam, duygularını çok iyi aktaran herkesin şair sayılamayacağı gibi.Pahalı fotoğraf makinesi olan herkesin fotoğrafçı, yüksek diploma ortalaması olan herkesin başarılı, beş dil konuşan herkesin iletişim uzmanı,,,
Futbolu beğenmeyen entelektüel kibrin entelektüellik, politik seçimleri yüzünden insan beğenmeyen kinci tavrın yapıcı bir tavır olmadığı gibi.
Çünkü etrafı çok kalabalık olan da yalnızdır ve çoğu şey, sözlükteki kelime karşılığından ya daha fazla ya da az bir şeydir.
Fakat siz bunları zaten biliyordunuz. Affedin.
Ben size eylemde bulunamam. Siz zaten her biriniz birer yaşam militanısınız.
Kurmaya çalıştığınız bilgi iktidarlarına karşı iktidarsızım. Altında bilgilerinizi pazarladığınız cümlelerinizin hiç şık değil. Dostça dokunuşlarınızın arkasında gizil bir vahşet görüyorum. Bana bir soru sormaktan korkuyorsunuz, yanıtım sınırdışınızdan gelecek diye.
Neyseniz, O değilim. Beni sevmeniz için bir neden yok, çünkü ben sizi sevmiyorum. Daha iyisi, seviyormuş gibi de yapmıyorum. Kendimi sizden daha çok sevdiğim kesin. Her biriniz gibi.Ben size hiçbir şey anlatamam. Çünkü,Bir akademik makale denemesi yazdığım zaman o nefret ettiğim bilgi iktidarını kurmuş olacağım,Bir inceleme yazısı yazdığım zaman, zaten kendi başına var olan şeyi kendi okumamla sadece aktarmış olacağım,Bir öyküleme yaptığım zaman, kendimden nefret edeceğim.Kendimden bahsettiğim her an kendimden nefret edeceğim(şuanda da olduğu üzere).Ama bu paradoksal bir döngü. Çıkışı olmayan bir akış. Nasıl ki, para piyasasına isyan etsek de içindeyizdir aslında, ona benzer bir durum, en azından şimdilik.
Ne ben size, ne siz bana bir şey anlatabilirsiniz. Tek ilişkimiz ben’im sizle var oluşuyor olmam. Sizin de başkalarıyla olduğu gibi. Benim de faşizmlerim ve dinlerim var. Sizin de olduğu gibi. Benim de sizin kadar, uğruna çokça cinayetler işlediğiniz nicelikte arzularım var.
Siz ve ben: Anlamadınız mı? Birbirimiziz. Görülen ilk ortak paydamız ise örneğin, siber platformlarda büyük bir pornografi içinde yaşıyor olmamız: Fotoğraflarımızla donattığımız, ilgilerimizi sıraladığımız, yaptığımızı ilettiğimiz sosyal ağlarımız…Yaşamın en başından beri birbirimizin sadık birer müşterisiyiz ve bu hep böyle olacak. Rekabetlerimiz, yakınlıklarımız ve nefretlerimiz gibi.
Dilselliklerimiz, ilişkilerimiz, tarif edilemeyen ikili doğamız.
Benzerliğimizi anlatmaya çalışıyorum. İçinizde yukarıda söylemeye çalıştıklarımdan bir tanesinin dahi sizde olmadığına inandıramazsınız beni.Aynıyız ve farkımız bu işte!İnkar etmiyor veya isyan etmiyorum hiçbir şeye. Olanı anlatabilmeyi düşlüyorum: Bende ve sizde yok olmayanı. Gün geçtikçe artacak olanı.İnsanlığa ve insanlığıma karşı ters duruyorum. Kan basıncı beynimi patlatana kadar, size her şeyi tek tek anlatacağım. Kendimi, an an öldürerek sizi var kılacağım.Kahrolsun iyelik ekleri!Merhaba diyen mısralardı tebrik ederim sevgili şairim.çok ama çok güzel olmuş.sevgiyle kalın hoş kalın.

gordion tarafından 3/23/2011 2:19:53 PM zamanında düzenlenmiştir.