18
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1619
Okunma
………………………………………………………………………………………………………………………………………
Beni Candan Usandırdı
Beni candan usandırdı
Cefadan yar usanmaz mı
Felekler yandı ahımdan
Muradım şemi yanmaz mı
Şeb-i bimarına canan
Deva-i dert eder ihsan
Niçin kılmaz bana derman
Beni bimarı sanmaz mı
Gül-i ruhsarına karşı
Gözümden kanlı akar su
Habibim faslı güldür bu
Akar sular bulanmaz mı
Gamım pünhan tutardım ben
Dediler yare kıl ruşen
Desen ol bivefa bilmem
Seni gör geç utanmaz mı
Şeb-i hicran yanar canım
Döker kan çeşm-i bir yanım
Uyarır halkı efkanım
Kara bahtım uyanmaz mı
Değilim ben sana mail
Sen ettin aklımı zail
Bizi tan eyleyen cahil
Hüdasından utanmaz mı
Fuzuli rindi şeydadır
Hemişe halka rüsvadır
Sorun ki bu ne sevdadır
Bu sevdadan usanmaz mı
……………………………..
FUZULİ
…………………………….
1480-1556. Kerbela’da doğdu. Asıl adı Mehmet Bin Süleyman’dır. Şiirlerinin başkaları tarafından alınmasını engellemek amacıyla, gereksiz, yararsız anlamına gelen Fuzuli adını kullandı.
Gençliğine ilişkin ayrıntılı bir bilgi bulunmamasına karşın, yapıtları incelendiğinde iyi bir eğitim gördüğü anlaşılmaktadır. İslami ilimlerden Fars edebiyatına, tasavvuftan hekimliğe dek çok yönlü bilgiye sahipti. Şii olan Fuzuli yaşamının büyük bir bölümünü Kerbela’da geçirdi. Ali Şir Nevai, Nesimi ve Necati gibi şairlerin şiir anlayışını benimseyen Fuzuli Türkçe, Arapça ve Farsçayı tüm incelikleriyle bilmekteydi. Halk dilinde geçen deyimlerden Kuranda geçen hadislere dek her türlü kavramı kullandı. Belki bundan dolayı her kesimde geniş ilgi buldu.
Başta 1. Süleyman (Kanuni) olmak üzere birçok kişiye övgüler yazdı. Ancak genelde saraydan uzak tutuldu.Fuzuli şiirinin temelde ilim ve sevgi üzerine kuruludur. Yapıtlarını çeşitli dillerde vermesine karşın ağırlıkla Azeri ağzını kullandı. Kendisinden sonraki hemen tüm şairleri etkiledi.
»Hadikatü’s-Süeda«, »Leyla ile Mecnun«, »Türkçe Divan«, »Enisü’l-Kalb», »Fuzuli’nin Mektupları«, »Terceme-i Hadis-i Erbain«, »Rind ü Zahid«, »Arapça Divan«, »Matlau’l-İtikad«, »Heft Cam« adlı yapıtları bulunmaktadır.
Ayrıca 19. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı bilinen ve az sayıda şiiri bugüne ulaşabilen başka bir Fuzuli daha bulunmaktadır. Şiirlerinde hece ve aruz ölçülerini ustaca kullanmasından yola çıkılarak eğitimli olduğu düşüncesine varılmaktadır.Kerbela’da öldü ve orada toprağa veridi.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
……………………………………………………………………………………………………………………………………..
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-122-)(-)(-)(
Beni nasıl yaktı Canan
Bu sevdadan yâr yanmaz mı
İflah olmaz aşkla yanan
Badeler içse kanmaz mı
Ben cananı can bilirken
Bir girdapta çevrilirken
Yavaş yavaş da ölürken
O yâr beni hiç anmaz mı
Naz mı yapar yüze gülüp
Bakışıyla gönlüm delip
Bu sevdadan Şeyda olup
Gözüm yaşı hiç dinmez mi
Sevdan ile boğulmasam
Bulut olup dağılmasam
Seviyorum seni desem
Bana o yâr inanmaz mı
Sitem vardır her bir ah’ta
Ece arar gönül taht’a
Pervane olup semahta
Aşkı için de dönmez mi
Vurgunum bahçe bağına
Konuk olsam otağına
Çıkmış ise kaf dağına
Buyur desek de inmez mi
Lüzumsuz unutma emi
Otursun sevdanın demi
Yaktı isen murat şemi
Mumun ışığı sömez mi
SADIK DAĞDEVİREN
Aşık Lüzumsuz
ETEK YAZILARI
CANAN:Sevgili,yar
İFLAH: Kötü, güç bir durumdan kurtulma, iyi bir duruma gelme, onma.
SEMAH:Dönüş,dolanma
BADE:İksir,aşk şarabı
GİRDAP: Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri, anafor
ŞEYDA:Deli Mecnun
SİTEM: Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
OTAĞ: büyük süslü çadır
KAF:Masal dağı
ŞEM: Mum
5.0
100% (10)