Gümüş saçlı adam ağlıyordu şimdi
Bir ömre bedel sevdası uçuyordu avuçlarından
İki avucunun arasında başı hıçkırırken
Niye anlamıyorsun AHU BAKIŞLIM diyordu
Niye anlamak istemiyorsun..?
Gecenin ikinci yarısında
Vaktin sona erdiği bir zamanda
Süzülüyordu gözyaşları yanaklarından
Ateş ateş kor olmuştu o uzanan yaşlar
Nedendi, nedendi bu işkence ?
Vaktin sona erdiği bir zamanda
Süzülüyordu gözyaşları yanaklarından
Ateş ateş kor olmuştu o uzanan yaşlar
Nedendi, nedendi bu işkence ?
İki günlük ömürde değer miydi?
Değer miydi bu acılara, özleme, yıkılmalara
Damla damla süzülen o yaşlar
Hayatının tek aşkı "O DAMLA" için değil miydi?
Aksak çalışan hasta kalbin inleyen ritmi
Sızlayarak vurusu onun için değil miydi?
Böylesine acımasız olmanın anlamı neydi şimdi?
DAMLAAAAAAAA, DAMLAAAAAA , DAMLAAAAAAA
DAMLAM diye haykırdı, haykırdı, yine haykırdı
Seni seviyorum kız, seni seviyorum canımın doktoru
Seviyorum seni Ahu bakışlım, ceylan gözlüm
Seni seviyorum işte... Seviyorum.
Elimi süremediğim saçlarını okşamak
Koklamak, koklayıp içime doldurmak
Seni bağrıma basıp aşkımı haykırmak istiyorum
Neden, niçin.... Niçin izin vermiyorsun?
Bu kadar acımasız olman için ne yaptım sana ben?
Değer miydi bu kısacık ömre bu?
Ölümüm sana zevk mi verecek?
Eğer mutlu olacaksan hazırım, işte hazırım...
Vur hadi hançerini öldür beni.
Ama beni sensiz bırakma, sensiz koma sevdamı
Anla, anla beni ne olur" diye ağlıyordu gümüş saçlı adam.
Böylesi sevmek ne güzel değil mi?
Bir de sevda gülünün dikeni kalbe batmasa değil mi?

15. 03. 11
Suat TUTAK