Bir müzik duydum sanki yığıldım kaldım yere
Kulağımın pasımı beni bu hale koyan
Öyle bir içim geçti daldıkça derinlere
Başımın dönmesi mi beni bu hale koyan

Ayaklarım kalkmıyor dizlerim yerde sanki
Havsalaya sığmayan düşüm seferde sanki
Kalbimin atışları ruhuma perde sanki
Ruhumun nidası mı beni bu hale koyan

Ne garip bir temaşa yazılırken hatlarla
İşlenmiş düğüm, düğüm ip ince sanatlarla
Dağlar dümdüz oluyor gözümde sebatlarla
Aşkımın ezası mı beni bu hale koyan

Böyle olmuyor derken parıldadı bir kandil
Kandil ki karanlıkta olur güneşe vekil
Gözlerim kamaşırken parıltıda İsrafil
Kıyametin sesi mi beni bu hale koyan

sonra...

Baktım ki sensin gelen yüzünde tebessümle
Gönülleri fetheden müjdelenmiş isimle
Sultan-ul vaizîn sin...ardındaki sesimle
Anladım
Onun üzüntüsü dür beni bu hale koyan

Konya’nın son dönemde yetişen en büyük İslam alimi merhum Tahir BÜYÜKKÖRÜKÇÜ hoca anısına