Şimdi oturmuş ay ışığına karşı
Geceyi içiyorum
Yıldızlar boğazıma takılıyor sensiz;
Kısacası sensiz geçmiyor boğazımdan bu gece!
Ve bir deli efkâr bastı ki buraları
Sorma!
Pencereni de al gel desem,
Perdeleri kapalı ama!
Atsak içeri pencereden şu gereksiz efkârları;
Ne dersin?

Şimdi usulca karıştırıyorum çayımı,
Atıyorum içine umutlarımı
Şeker niyetine!
Bazen de düşünüyorum,
Çok kilo almış yüreğim;
Başlasam mı sevda diyetine?
Yok, ne kadar sıksam da kemeri,
Sığıyorsun içine,
İçime düşmüşsün bir kere!
Şimdi al biriktirdiğin tüm düşleri,
Gel gidelim bir amaçsız sessizliğe,
Sessiz bir film gibi;
Koyalım gökyüzüne ve izleyelim
Ne dersin?

Şimdi yastığımın altına sakladım uykularımı,
Ve kuytularımı;
Dilsiz bir rehbere emanet ettim,
Olur da kaybedersen beni
Ondan al adresimi!
Ben yoruldum güneşi sana tutmaktan,
Her daim geceyi yaşamaktan!
Ciğerlerimi doldururken senin hasretinle;
Bir şarap kadehinde beklettim gülüşlerimi,
Ağlamayı ezberlerse diye yüreğin
Bir mum ışığında verdim tarifini gülümsemelerin.
Şimdi tüm yaşadıklarımız geçerken
Gözlerimin emniyet şeridinden;
Nice sirenler çalıyor da yol vermiyor bize kader
Verse geçeceğiz, gideceğiz;
Ayrılığın ülkesinden!
Hadi tut elimden,
Al beni bu serseri düşüncelerden;
Yorgunluğumu at uçurumlardan
Ve bırakma ellerimi,
Ayırma ellerinden!
Ne dersin?