3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1534
Okunma
gece insanı nasılda düşüncelere itmek de değil mi...
geçmiş ya da gelecek...
o an aklına hangisi gelirse...
başlatırsın filmini
ve
izlersin beynindeki, kalbindeki
olup biteni
ya da olmasını istediklerini...
aslında
anılar müzik gibidir benim için...
daha ilk notasını duyduğun da hangisi olduğunu bilirsin...
ya da sonunu bildiklerin için
hazırlıklısındır...
nerede; hangi cümlenin
senin için etkili olduğunu bilir
ve o tınıyı beklersin...
yılmadan, usanmadan...
ve kimi zaman
kurtarıcıdır notalar...
kuramadığın cümleler we
anlatamadığın duygular için...
bu nedenle
sırcıdır notalar...
pek çok şeyi ister istemez
anlatırsın onlara...
ister istemez
haykırırsın...
derinlere indikçe
kaybolursun tınılarda...
sorular we cevapları aranmaya başlar...
ya sorular sorulur
cevapsız olduklarını bildiğin halde...
ya da cevaplarını bildiğin soruları
aramaktan bıkmazsın...
sona gelindiğinde ise
sanki anıları bir kez daha yaşamışsındır...
iyiyi ya da kötüyü bir kez daha tatmışsındır...
ama elinde
yine cevapsız sorular
yine sorusuz cevaplar kalmıştır...
yine derinlerde kaybolmuş
yine cümlelerde boğulmuşsundur...
yani
ne cevabı
ne sorusunu bulabilmiş...
ne derinliklerden
ne de cümlelerden kurtulabilmişsindir...
tek yapabildiğin ise...
anılarınla sürüklenen izler yüzünden
hayata we insanlara bir maske takıp
o yalan gülümsemeye
devam etmektir...
Sevda ARSLAN
5.0
100% (1)