0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1751
Okunma

Senden görüşmeyeli neler oldu
Ey dost nasıl söylesem ki,
Turnalar uçmaz oldu göğümde
Yıldızlar bir bir avucumdan kaydı,
Selvi dalları toptan kırıldı
Güneşin ancak yankısını görebildim;
Martılar yorgun bakışlarıyla beni gözledi,
Minibüsler transit geçti yanımdan
Beklediğim duraklar birden boşaldı,
Yalnız gezdim çamur yolları
Dudaklarım hep mırıldandı,
Yasak düşünceler kafamda
Bastığım zeminler kayıp gitti
Sigaralar tek yoldaşımdı
O da düştü birden elimden,
Mecalsiz kaldım bu acunda
Kimse anlamadı beni,
Yüreğimdeki dinmeyen ateşle
Gözlerim görmez oldu
Nasıl bakılırsa cam arkasından
O bile çok iyiydi benim halimden,
Algılarım çatal çatal çoğaldı
Psikiyatriler derman olamadı halime;
Ey dost! Sanma ki unuttum seni
Rüyalarım beni anlattı
Anlatamadım ben kendimi,
Atıldım korunaksız vahşi denizlere
Herkes alkış tuttu yüzüme,
Hiç çalınmaz oldu kapım
Hasret kaldım telefon ziline
Telefoncular sırtını dönüyordu
Belki kontör sorarım diye,
Daha neler oldu neler,
Senelerce görüşmedim kimseyle
Şükür diyorum bu günlere
Beterin beteri gelirse ya!
Demekten başka ne var elimde,
Ey dost sen bilirsin beni
Nasıl birden silinip gitti
Böyle biri değildi ama nasıl oldu,
Acaba acaba diye kurduğun senaryoları
Etrafındaki parazitler yarattı…
Kim bilir daha, görmeyeli neler oldu neler
Düğümlendi sana yollar birer birer,
Ama bildiğim bir şey var
O da kötü biri olduğumu bilmeniz,
Bunun aksi için dil dökmeye ne var
Ama varsın böyle bilsin insanlar,
Benimde öyle yapacağımı bekliyorlar
Oysa ben dertlerden kule yaptım
Onun hem mimarı hem ustasıyım,
Mimara nasıl proje yapıldığı sorulur mu?
İçimde gizledim o tılsımlı ustalığı
Olur ki başkaları da bir gün
Bu işe yönelmesin diye…
Ey dost ama ben unutmadım seni
Biliyor musun yürekteki mekanizmayı
Dalgayla yoklar biri diğerini
Yoklamadı benim yüreğim hiçbir yüreği
Parazit atıklar girdi aramıza
O parazitleri tek tek kovmak için
Uyumuyorum hiç geceleri
Tüm benliğimle arıyorum
Her şeyin sahibi mutlak Hükümdarı,
Onun egemen olduğu yerde
Başka kime eman derim ki,
Ey dost belki anlamıyorsun beni
Ne de laflar döktürüyor değil mi?
Diyebilirsin bıyık altından,
Ama şunu bilki;
Bu biçare adamın kalemi
Yerinden oynamaz Vallahi laf için,
Demiyor mu yüce yaratıcı
Andolsun kaleme ve yazdıklarına
İşte bu elimdeki kalemin,
O kalem olması için
Rabbime hep dua ediyorum geceleri
Ondan olsa gerek,
Olduğum gibi anlatıyorum kendimi!
Ey dost inan bana inan,
Hiçbir zaman unutmadım seni
Böylece psikolojim bozulup gitti,
Eskiden susmayan bir dilim vardı
O da Musa’nın diline benzedi
Harun gibi kardeşim yok ki
Size söylesin başımdakileri,
Ey dost biliyor musun?
Özlem duyduğum günlerden
Beni anlatan bir resim kaldı
O da cebimle göğsüm arasına sıkıştı,
Kalp atışlarımdaki ritimsizlik
Onu çok etkilemiş olmalı ki
Aynadaki benle o küsmüş gibi
Onun için kimlikleri de attım
Tanınmayan bu çehremi
Künyeme bakarak tanımasınlar diye;
Ey dost ama ben unutmadım seni!
Ola ki bir gün kavuşuruz belki,
O gün konuşmayacağım kesiyorum dilimi
İçinde sakladığın tüm soruları
Unutma şimdiden hazırla ki
Alnımdan okursun belki cevapları,
Nasıl söylesem anlıyorsun değil mi?
Anlamasanda sıkma tatlı canını
Bu dostunda anlaşılacak ne kaldı ki
Bir gün olsun dışımdakiler ısıtmadı içimi
Ama yinede sordum herkesi,
Birde kuşdili öğrendim görmeyeli
Süleyman gibi her dilden anlıyorum şimdi
Ama çözemediğim bir dil kaldı,
O dili bir anlasaydım ya!
Belki ben olurdum en bahtiyar kişi,
Çok çok zorlandım ama anlayamadım
Anlamadım diye çok kızdım,
Sokrat getireydi o baldıran zehirini
Gözümü kırpmadan bende içecektim.
Ey dost sen yine de takma kafana,
Eğer soracak olursan,
Kim bu anlamadığın kişi diye
İşte o adam bu satırlardaki,
Yani ben çözemedim kendi kendimi
Çözebilseydim o tılsımları ve düğümleri
Hiç durmadan aralıksız bağıracaktım
O bağırmayı da elimden aldılar
Bir gece ansızın yanıma yaklaştılar
Kimsin diye sormadan,
Bakışlarıyla yüreğimi çaldılar
Peki, çalınan bu yürek artık ne söyler
Söylese de kendi çalar kendi dinler,
Nasıl anlatsam ki bilemiyorum,
Öyle bir yolda yürüdüm ki
Yolun her noktasına asılı
Sollama yasağı levhası
Eski dostsun sen bilirsin beni,
Nasıl hızlı yaşardım yılları
Peki, ne olur o hızlı adamın
Bu levhalar karşısındaki tavrı.
Yok, etmeyi denedim kendi kendimi
Olmadı kafam beynim birbirine girdi,
O günden sonra bıraktım gaza basmayı
Yanımdan hiç ayrılmayan anı defteri
Bir anda silinip gidiverdi;
Silinen bir beyinle çözebilir miyim dilimi
Ey dost! Söyle biliyorsun belki
Seni unutmadığıma göre
Her halde var bir formülü,
O denklemi geçirirsem elime,
Mutlaka çözeceğim bir gün kendimi!...
Yıl:17.02.2005
Saat:24.00—01
Çengelköy/İst
EROL KEKEÇ