0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
762
Okunma
Titrek ellerine tutuşturulmuş kan kırmızı şarap
Yanında parkta bulduğun iki izmarit...
Tarak yüzü görmemiş saçlarla
Konuşa konuşa çekeceksin şişeden!
Ayazı yaşarken savunmasız bedeninde
Sessizce gelecek geçmişin içinden
Sarıp sarmalayacak, ısıtıverecek birden
Buz kesmiş yüreğini!
Bulut gözlerinle seyredeceksin
Hayat denilen o maskarayı...
Ellerinde siyah eldiven olacak
Tıpkı mazinin yüreğindeki izi gibi!
Parmaklarında İstanbul’un çöp tenekelerinin kiri…
Kesmeyecek şarap, dindirmeyecek isyanlarını
Çıkaracaksın zuladan kanyağı
Tek yudumda yuvarlanacaksın
Deli kızın şehri İstanbul’un kucağına...
Usulca yanaşıp,
Yarınından geçmiş bir tinercinin gözlerine
Hıçkıra hıçkıra damıtacaksın isyankâr yüreğini.
Azad edeceksin yarım kalmış
Yaşanmışlık kokan tüm cümlelerini...
Hazır demliyken kafan
Tutacaksın bir şarkının
Hiç bilmediğin ucundan…
Dil hafif peltek, eller eşlik ederken makama.
Tam satıyorken dünyayı üç kuruşluk kanyak şişesine
Birden gelip bulacak seni hüzün.
Sahi! Dünyayı unutmak kolay da
Seni nasıl unuturuz,
Siyahların en güzeline resmolmuş hüzün!
Hoş geldin, kuruldun gene gözbebeklerime
Sen gelirsin de ağlatmadan gider misin hiç!
Zifiri bir gecenin sonuna yakışır sessizlikte
Akıtacaksın gözlerinden acılarını
Ve bileceksin ki silenin olmayacak!