17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1238
Okunma

ömrüm geçerken,
gölgeli bir duvar dibinde
sisler içinde serin kuytusunda saklanmayı denedim
zaman getirdiği gibi alıp götürdü bekleyişlerimi
sürgünden sürgüne dünya bile, sığmaz oldu benliğime
korkak yürek avcılarının arkamdan atığı
o mermi gibi karanlığı delip geçtim ben
az şey mi?
sustum
acı vurmasın yaralanmış yüreğime
ihanetler sarmışken kâinatı
yerinde dağladım nefretimi
bu benim yazgım diyedir hüznüm
ırmak boyu kan akıtıp yaktı gözlerimi
bakışlarım saf bir acıya dönüştü
tutundu kirpik uçlarına bir damla hüzündü
sensizlik,az şey mi?
gün yas oldu, ağıt oldu
efkârlı zamanı seçen benim
vurulduğum da oldu
kahramanca direndiğimde
öyle mahzun beyaz bir kuş gibi
o telaşın kanatlarında gerçek ayrılışımdı
isyan ettim yalan olan herşeye
çevremde arılar ve devler
güven heybesinde hep boş çıktı umutlarım
ama ben hala ayaktayım,
az şey mi?
elimde değil
suskunluklar mıknatıs gibi çeker beni kendine
hayatta sevdaya böyle ucuz düştük ya
ey yürek !
bu yaşananlar neyin nesi
hiç usanmadan içimi kemirir durursun
asi suların çocuğu mudur AŞK
deneme ,bir bardak sudan fırtına çıkarmayı
kırlangıç kadar özgür olursun ne yana uçarsan
deryam hırçın gününde
dalgayım sahillere hırsını vurmuşken
senin uğrunadır hırçınlığım
dalgalara direnişim
dağlara özenişim
az şey mi ?