2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1411
Okunma
Demek böyle ölünürmüş...
hiç bir patika beni anlamadı ne de olsa
kimseye varmayan yollarımdan dönmüştüm asırlık
aklı karışık haritaların hatırası kadar coğrafyasına mahçup
evine dönmek isteyen yaya yalnızlığımın
tuhaf bekaretine ilkel bir rastlantı dedilerse de
dokunmak yerine
kibirle mesafedir aşk derdi kimse anlamasa da zaman
Ten sağdık değildi bir kere
öğretilmişti şehvetçe
ve uğruna bir kaç saniye icat edildi
sıradan olduğunun yüzüne vurulmasından
Ar damarı çatlağı şüphesiyle
iklim sorumsuz bir beklentiydi
bahar ilk olsada
mağluptum
son olsa da
aşık
iki merhale de salıncaktı ömrüm de
tik takları zayıf kalbimin
zamanlamasını kollardı duvarda ki güneş
masada ki ay
bilekte ki
nabız
kim bilecek ki
bir tek sen görününce karışacaktık
birbirimize
yelkovan
dağarcık
zaman
el
ayak ve mum
ve pervane
koyverdiler
uçurtmamı
tövbe
tekme
....at içimden çıkart beni
bir tiske
gerek
bir şevkat tokatı
uyur gezer ve sağ sağlim
patikama döneceğim
yolculuk için.
ben arkada unutulanıyım tanrının
ezbere bilirim bu yolları
bilirim
ne kalın bir soğuk daracık kalbe
ne ince tülbent
başıma yanan taş yağan yağmur
eski bir hatırlatma gibidir her şey
eski bir şeytan çıkarma lezzeti
vazgeçişlerim sayesinde
unutkanlığım unutturulduğum kaç belleğe
yeni hikaye yazılımıyım.
uzaktanda olsa
kan ve gülümserim.
başka bir bilmeceden yenildim varsayısına eşitim
hep ayrıntıda hep görülmeyenin eliyle
durup dururken
o kusur mağrifet
o bellek sınır
çiziniz üstesinden gelinmiş ufukları
ne kadarcık dağarcığımızla yok ’u bulmak
o kadarla ölmeli azla azılı ve azıcık
çoğaldıkça
kirlenilen çocuk. karışık
vazgeçmeyen masallı ve uykulu
derdimiz...derdim
artık bu serin hayatta kalmak değil
sıradan işe sıradan eve
balkonlar ve gazeteler
uçsuz bir dedikodu ve kulak ver yaşamaya
içimizi
yazdılar
içinden geçenleri küçük prensesin
hata koynumda çizikleri
gelip geçecek nefes alınca her şey düzeliyor...
ahmakça ama gerçek her masallar bu yüzden
itirafıdır kahramanın
yinelemek
başka bir
tekrarıyım
dün gecelerin
sallantıda bir geleceğin dar ağacında ki
şevkatinin altında ki tenekeye nedense
durup durduğu yerde tekme atılacak sebebim çok
hakketmediğimden değil
zahmet etmeyin
düştüm...düşengeçlik yakışır bana hep...
istenilirsem veba ve salgın.
demem o ki diyor şair
gözyaşlarının bir gücü vardı eskiden
unutturuldum
sanmayla
hüznüme
ben başka bir kendimden
herkez kadar
çıkarlı deliliğe
paha biçilemezlikle olağan şüpheli
mayası atışmış bir kendiyle kendisinin
son katılımı bu çağa acısı ve laneti
rahim düşünden ayıklanan
ama yarın başkasıyım kendimden
uyanarak afedilmem her şeyimle düşüm arası yolculuk
uyanarak düzüşürüm yeniden gülüşürüm
nedense
bu aralar
ölümsüzüm sayesizlikten diyerek sanırım
unutuklarımdan haberli
çok birikmiş masal kitabıyla uyumaktan
kızgın düşüm
kaç kahraman
kaç ölümlü
kaç öpücük gerekecek
finalinde ki
kaç düşünensin
tacizsiz nezaketli
mutsuz
sonu
kaç durağan
dondurulmuş pamuk prenses öpücüğünü çözecek
gücü vardır ölümlü olanın
bilemediğimden
sen ve ben başka biriyiz
çoktandır
hani çöl duasız geçilmezdi ya
kapa gün ışığını
ne gerek var hüznüm...
5.0
100% (8)