Okuduğunuz
şiir
24.1.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Şeyh'im
hepimiz kendimize maymun olmayı öğretenlerden miyiz Şeyh’im?
Şeyh’im! lâ ilişmiş yedi kirpik uzağımdaki ibadetime yedi secde kıblesine ters düşerse benim gibi ol dersin ama beni birazcık kendinde görmezsin
Şeyh’im! sahiplen ki esirge beni Meryem’inden beni bilinçlere böl/kendi yolunda uzun bir lâ içi ne dediğimin yoluna pörsümüş inatlar ekiyorsun yüzünü başka yere düzmüş aklını ilikliyorsun Şeyh’im sen mutlak yanılgının tez elinde düşecek her daimsin
Şeyh’im! Gazze’den geçerken zeytin ağaçlarına bağlı, kadın eti gördün mü çocuklarının zikrettiği serilip serpilen bostanlarda zulüm yeşeriyor nasip iyidir diye bir kural yok Şeyh’im öte başka inanmalara
Şeyh’im sonumuz dar vakit işte zaman bir darılıp bir gelen kendi düştüğümüz kendi kalktığımız yerde yine de sen bana bakma Şeyh’im sen gidersin kalbim tortulanır kendi ölümüme kendim ağlarım sen beni bilmezsin.
Şeyh’ime vasiyetim: Şeyh’im beni anlarsa ölüm anlamaz.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kendinize verebileceğiniz bir cevabınız varsa sorun etmeyin kimseleri, zira tek aydın siz değilsiniz, yol gösterenimiz olur elbet.Şimdi size ne denir; Öyle ya size malzeme olanlar utansın. Ama yinede söylemek isterim ki; şeyhle katili aynı statüye koymanız içler acısı.
''benim gibi ol dersin ama beni birazcık kendinde görmezsin.''
Bu parağrafı işlemişsiniz çok güzel. Şiirinize tenkit gelmişse; bu ne tahriktir nede reddetmek tamamlamaktır.Anlayın ki gülmek yerine düşünebilesiniz.
Beni sorarsanız hiçbir şey anlamadım bu şiirden cahilliğime verin olurmu ve isterseniz de gülün...
hep öyle olur zaten. nedense bu metafor hep muhafazakarların kutsalı olur. ve hep te mecaz olur bir farklı anlam vardır da aslında ama gene de şeyh olur hoca olur din olur tanrı olur.
Sadece bir felsefe. Felsefede genel prensipse; Kendinden öncekileri redderek yerine kendisini ikame etmektir. klasik bu metodu burdada görmek mümkün. ''Şeyh'im'' derken zaten 2. anlamı bunu ifade ediyor. Yeni şeyh vatana millete hayırlı olsun.
he babam , ırgatsın aklın ermez ahrete bak ben uçarım sen sofusun tekkede küfre kalem çalarım bilmezsin ne diye kapımda sorgulama dünü bugünde anlamazsın neden kadınlardan dördü sana bakmak yasakken bana hak deyü ağadır beydir benim dengim görmeden tapın dördüne ben temizim pakım an'da ve yarında öp elime gir hizaya de ki he babam.
de babam , la' derim üstünlerin kirlenmişine kirlettin en temiz en kirli anında nasırlı ellerim bilir artık kalemi kork artık sana huzur yok ne an'da ne yarında ne ağa bilirim ne bey sen tapın ey kirlenmişlerin en kutsanmışı benim koktuğum doğruya la ' dedim sökün etti insanın zuhur ettiği toprakta kara taşlı mezarlardan rucü etti hakka var gel sen de he babam.
mezopotamyada insanların ruh dünyasında yer edinmiş metaforların başında gelir şeyhler. hataları, doğruları, mizansenleri, hikaye ve denbej dedikodularındaki yerleri ile...onları var edenler gene onlara ihtiyaç duyanlardı; bugün onları yok sayan da...
beğenimle, saygılar..
heredot tarafından 1/25/2011 9:46:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiirsel olarak farklı imgelerle kaleme alınmış özgün bir şiir okudum kaleminizden. Sonra da istemeden de olsa gözüm bazı yorumlara takıldı. Kullanılan bazı sözcüklere takılmışlar kalmışlar. O kadar dar bir kalıp mı ki şiir böyle yorumlar yapılıyor. Sözü fazla uzatmadan tebriklerimi şiire ve yazan yüreğe iletiyorum. Saygılarımla.
Elbette şeyh yerine katil yazsanız bu kadar tartışılmazdı.Eleştirileri komik buluyorum derken rahatsız olmuş gibisiniz.Tartışılacak şey yazmışsınız bence komik bulmanız veya rahatsız olmanız gerekmez.Siper almanızı gerektirecek bir durum yok yazdığınızdan eminseniz.Saygılar
o alta o yorumu şunun için yazdım: ben çoğu yorumlara bakıyorum şiir okunmadan sadece başlığına takılıp kalıyorlar... ve birde şu şu kelime ya da bu kelime şiirde kullanılamaz diye bir şey yoktur.bu da abes:
Elbette şeyh yerine katil yazsanız bu kadar tartışılmazdı.Eleştirileri komik buluyorum derken rahatsız olmuş gibisiniz.Tartışılacak şey yazmışsınız bence komik bulmanız veya rahatsız olmanız gerekmez.Siper almanızı gerektirecek bir durum yok yazdığınızdan eminseniz.Saygılar
o alta o yorumu şunun için yazdım: ben çoğu yorumlara bakıyorum şiir okunmadan sadece başlığına takılıp kalıyorlar... ve birde şu şu kelime ya da bu kelime şiirde kullanılamaz diye bir şey yoktur.bu da abes:
Hangi inançtan olurlarsa olsunlar bütün inanç mensuplarının içinde daima bir büyüğe yaslanma ihtiyacı vardır. Çünkü insan acizdir. Her ne kadar bizde bir tarikatı cemaati vb. dini organizasyonu yöneten piri faniler için kullanılan bir deyimse de ‘’şeyh’’ sözcüğü gerçekte Arapça kökenli bir sözcük olup ihtiyar bilge kişi anlamına gelir. Yanılmıyorsam mesleklerinde uzmanlaşmış bir kısım üniversite hocalarına da şeyh unvanı veriliyor. Yani bizdeki prof luk gibi bir şey.
Şimdi burada şiirde geçen şeyh acep şairin gönülden aşkla şevkle bağlandığı kişi midir?Üstadı dır herhalde.Diyor ki şair; benim gibi ol dersin ama beni birazcık kendinde görmezsin
bu büyük aşkı tarif eden söz.Malum Mevlana ya sormuşlar ‘’aşk nedir?’’ diye o da ‘’ben ol da bil’’ demiş.
Devamındaki kıtaya bakınca iş değişiyor.
sahiplen ki esirge beni Meryem’inden beni bilinçlere böl/kendi yolunda uzun bir lâ içi ne dediğimin yoluna pörsümüş inatlar ekiyorsun yüzünü başka yere düzmüş aklını ilikliyorsun Şeyh’im sen mutlak yanılgının tez elinde düşecek her daimsin
Anlaşılan o ki bu şeyh üstattan daha ileri şair için. Sanırım Allahtan bahsediyor. Ve sonraki kıtada serzeniş var. Şikâyet değil ama nasibini kabullenmiyor. Ve sonraki kıtada yani yine de sen bana bakma Şeyh’im sen gidersin kalbim tortulanır kendi ölümüme kendim ağlarım sen beni bilmezsin.
derken her ne kadar sitem etsem de sen bana bakma sensiz bir ölüyüm diyor. İla nihayetinde vasiyet diye ne dediğini anlayamadığım bir söz ve bir sorgulama ile bitiriyor. Bütününe baktığınızda anlaşılması zor olsa da güzel bir şiir.Fakat bu usdışı imgecilik işi bozuyor.Çok ağır insan aklını zorlayan tamamen mantıkdışı bilinçaltında ya da zihnin arka planında hiçbir yere dayandırılamayacak kadar saçma.Bakınız
ne dediğimin yoluna pörsümüş inatlar ekiyorsun(İnat buğday mıdır kardeşim nasıl olacak bu ekme işi?)
yüzünü başka yere düzmüş aklını ilikliyorsun(Akıl düğme olmuş iliklenmiş.)
Şiirin ilk kıtası ilk satırı da ilginç.
‘’lâ ilişmiş yedi kirpik uzağımdaki ibadetime’’ ilk okuyuşta hikmetli bir söz gibi duruyor ama bir çözümleme yapmak çok güç.
Hayır şair yazmış ve anlam üretmeyi okuyucuya bırakmış. Bu cihetiyle gerçekten bir şiir amma velakin bu çok zor ve aklı zorlayan imgeler de ters etki yaratıyor.İşi bilmeceye dönüştürüyor vesselam.Saygılar
Şiirin önemi öncü şiir olup olamamasından kaynaklanır.Ve günümüzde tartışılması gereken asıl konu da budur.Özneye bağlı '' var olma '' zorunluluğu içindeki şiirler, bir zaman sonra kendini tüketir.Mutlak imkânları yok eden şiir de '' şiir deryâsı ''nda yer edinemez.
Bu bağlamda şiiri incelediğimiz vakit;
Bî ve lâ ekseninde '' yok '' olanın '' var '' olma çabasını ve sorgulamayı ihtivâ ediyor.Bu şiiri tasavvuf şiiri olarak ele almış ve o gözle okumuş olmak güzeldir.Lâkin, mekânın var olduğu gerçeğini bilen ve vahdet-i vücûd'a bir yol uzanmış olanlar Allah'ın tüm '' yok ''dan münezzeh olduğunu bilirler.Bu söylem neticesinde şiirin ciddi anlamda ''tasavvuf '' söylemine sahip olduğu söylenemez.
Mürşid irşâd eder, Allah'ı kullara, kulları da Allah'a sevdirmek adına can verecek olandır.Şeyh'e hitâb eden şair acaba hangi şeyh'e seslenmektedir?Şeyh-i tâ'lim olana mı, Şeyh-i sohbet olana mı yoksa Şeyh-i târikat denir olana mı?
*- Tâ'lim olana seslenmiş ise şâyet, mutasavvıf sohbetinde kem olmaz.İlim ve irfânını vermekten çekinmez.Sorgulamak elbet mümkündür lâkin isnâd etmek yanlıştır.
*- Sohbet olana seslenmiş ise, mutasavvıftan sohbet dilenmiş ise sohbetini verir.Fakat isteyen sizsinizdir.Bu vesile ile de sorgulamak ve onu '' yargılamak '' sakıncadır.
*- Târikat'a olana( Şeyh-i terbiye, şeyh-i irşâd, şeyh-i taslik adları da vardır ) seslenmiş ise, mürîdi Allah'a güzellikle bezeyip ulaştıranda ne sakınca vardır?
Lisân-ül Hakk bilmeyene söz düşmez bu yolda.
Şiiri sevip sevmediğimi soracak olursa şair, üzülerek söylemeliyim ki; sevemedim.Şairin kullandığı kimi kelimeler '' şiirsel değil ''.Ve şiire kara bir gölge gibi ilişmiş.
Bir Filistin, Gazze söylemidir gidiyor şiirlerde.Filistin'i tasavvuf şiirlerinin merkezi zanneden de bir nesil var artık ortada.Ne yanılgı!Filistin diyet ödemektedir.Ve bu diyeti öderken de dünyâya an be an gösterilmektedir olanlar.Şimdilerde Filistin fatihliğine soyunanlar, geçmiş zaman rivâyeti olarak kalan devrim sevdâlısı gençlerin oralarda, hiç tanımadığı insanlar için can verdiğini unutuyorlar.Mahpus damlarında ömür tüketenleri.Ve o gençler orada Filistin diye haykırırken, yurdumun '' târikat '' ehli(!) vatandaşları o gençlere imânsız, terörist, komunist diyordu.Nereden nereye...
Şiirde şairin Şeyh'e vasiyet beyân etmesi ayrıca ilgi çekici.Şeyh'in size vasiyeti mümkündü oysa.
''nasip iyidir diye bir kural yok Şeyh’im öte başka inanmalara''
*- Şâyet bu şiir tasavvuf düşüncesi ve inancı ile kaleme alınmış ise; şair bana açıklasın lütfen '' Hakk'ın nasîb ettiği iyi değildir de nedir ? '' diye sitemkâr olayım.
Mâdemki, güne şiir olmuş bize de kutlamak düşsün.
Var olsun şair târik sözüyle.
...
su yolu tarafından 1/25/2011 1:48:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
şeyh bu şiirde mürşid olarak alınırsa görecelidir.nitekim şeytanda yol gösterir veya şeytanlaşmışlar veya iyiler, kime uyacağı kişinin kendi irade-i cüziyyesine bağlıdır. aktarılan mesaj etkiliydi.kutlarım
şeyh diye nitelendirdiklerimiz şayet bizi Hakk'a ulaşmaya çalışanlar ise o halde müritlerinin de Hak’tan başka bir varlıktan medet ummaları ne derece doğrudur .
Kişi ruhen ve manen kendini bir dala tutunmak zaruriyetinde hissettiği anda böyle bir yola girer. Fakat bu yol Şeyh’e giden yol değil HAKK’a giden yol olmalı. Şiirin genel akışı ve verilen duygu oldukça iyi.
Fakat son mısrada ki ; “ Şeyh’im beni kirli kabında yıkarsan temizlenir miyim ”
ifadesini şiir de bile olsa pek doğru bulmadım. Lakin kimin kimden mertebe olarak üstün olduğunun kararını vermek sanırım “ kullara ” düşmez.
Şeyhlik, ağalık gibi geçmişin kirine batmışız.Gerçekle yunmadan bu güne gelmişiz... Uçak düşmesin diye Apronda deve kesiliyor.. Günümüzün sanat eserini ucube olarak gören bir zihniyet var. Dinimizde var diye,amca çocukları,akraba çocukları birbiriyle evlendiriliyor...Biri çıkıpta korkudan bu ne rezalet diyemiyor.. Çünki herkes kusurlu .Aydın ,çağdaş düşünenleri de küçümseyip ya eserlerini beğenmiyorlar yada hapse atıyorlar. Kıral çıplak .Artık herkes görmeli.. Adam içki deyince aklına seks geliyor..Bunların aklı uçkurlarında.. Lanet olsun bunların yüzünden koskoca ülke bölünecek daha farkında değiller... Güzel şiirini alkışlıyorum... Saygılarımla...
Ben itham etmiyorum.Gerçekleri anlatıyorum.Gerçekler ise ruhsuz değildir.Koskoca İslam ülkeleri dikdatörlükle yönetiliyor.Artık isyanlar başladı.Mızrak çuvala sığmaz.Dini iyi bilmekten bahsediyorsunuz.Kuranı okumaktan bahsediyorsunuz.Bu ülkeler hiç mi Kuran okumuyor.Afganistan da Taliban da okuyor Kuran'ı ,mesele Kuran'ı okumakta değil,Okuyunca ne anladığındadır.O yüzden Afganitanda kadınlar burkalara kapatılıyor.Eve hapsediliyor.Dışarıya çıkışları ,toplumda yeralışları yasaklanmıştır..Onun için İran da iki kadının şahitliği bir erkeğe eşittir.Tüm islam ülkeleri ne yazıktır ki bağnazlıklarını korumak için bir emperyalist güce sırtını dayamıştır.İnsan üzülüyor..Bir Filistin'i savunamıyorlar.Ben burda Dini suçlamıyorum.Dini kendi çıkarlarına göre anlayanlara kızıyorum.Her tarikatta dini kendine göre yorumluyor .Gerçeklerle hareket etmek zorundayız.Akraba evliliğini yapmayın yanlıştır dendiğinde verilen cevap 'Peygamberimz de yapmıştır' oluyor.Ben dinimiz de bu var demedim.Beni ruh fakiri olarak nitelemeniz,sizin nezaketinizden ileri geliyor.Filistin elli yıldır savaşıyor.Ama ne yazık ki bizim o ruhu bol insanlarımız kıllarını kıpırdatmazken,40 sene evvel kendini devrimci gören kişiler haksızlığa karşı ellerinde silah savaştılar.Lafa gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz.Artık anlayın maddiyat,maneviyat değil.Gerçeklik önemlidir.Hamile kadını taşlayarak öldürmek islama sığmaz dersem bunun için kitap okumama gerek yokki.İnsan öldürmek günümüzde kabul edilemez. Beni anladığınızı umut ediyorum.Saygılarımla...
Dinimiz diyorsunuz! Ama dininizden bi haber yaşıyorsunuz.Gönderilen Kuran-ı Kerimi kaç kez okudunuz da böyle bir kanıya vardınız.Öyle bir dinin mensuplarıyız ki,merhamet şefkat ve adalet temel unsurlarıdır.Ama yaşayamıyor ve hakkını veremiyoruz.Hz İsa, birgün; zina eden bir kadını taşlayan halkı görünce,ilk taşı atan en temiziniz olsun diyerek İnsanları düşünmeye teşvik etmiştir.
Her kesimde olduğu gibi; ''dini'' kendisine kalkan edip yanlışa sürükleniyorsa, acınası bir durumun içerisindedir.Ama bunun bu haline acımayan da aynı acınası duruma vakıftır.Sayın Sinan Bey itham ederek biryerlere varamayız.Bazıları madde fakiri bazıları ruh fakiri olur.İsterim ki siz ikisinden de mahrum olmayın.
Birliğin gücünü kim yadsıyabilir! O zaman neden bu ayrımcılık!
Ben itham etmiyorum.Gerçekleri anlatıyorum.Gerçekler ise ruhsuz değildir.Koskoca İslam ülkeleri dikdatörlükle yönetiliyor.Artık isyanlar başladı.Mızrak çuvala sığmaz.Dini iyi bilmekten bahsediyorsunuz.Kuranı okumaktan bahsediyorsunuz.Bu ülkeler hiç mi Kuran okumuyor.Afganistan da Taliban da okuyor Kuran'ı ,mesele Kuran'ı okumakta değil,Okuyunca ne anladığındadır.O yüzden Afganitanda kadınlar burkalara kapatılıyor.Eve hapsediliyor.Dışarıya çıkışları ,toplumda yeralışları yasaklanmıştır..Onun için İran da iki kadının şahitliği bir erkeğe eşittir.Tüm islam ülkeleri ne yazıktır ki bağnazlıklarını korumak için bir emperyalist güce sırtını dayamıştır.İnsan üzülüyor..Bir Filistin'i savunamıyorlar.Ben burda Dini suçlamıyorum.Dini kendi çıkarlarına göre anlayanlara kızıyorum.Her tarikatta dini kendine göre yorumluyor .Gerçeklerle hareket etmek zorundayız.Akraba evliliğini yapmayın yanlıştır dendiğinde verilen cevap 'Peygamberimz de yapmıştır' oluyor.Ben dinimiz de bu var demedim.Beni ruh fakiri olarak nitelemeniz,sizin nezaketinizden ileri geliyor.Filistin elli yıldır savaşıyor.Ama ne yazık ki bizim o ruhu bol insanlarımız kıllarını kıpırdatmazken,40 sene evvel kendini devrimci gören kişiler haksızlığa karşı ellerinde silah savaştılar.Lafa gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz.Artık anlayın maddiyat,maneviyat değil.Gerçeklik önemlidir.Hamile kadını taşlayarak öldürmek islama sığmaz dersem bunun için kitap okumama gerek yokki.İnsan öldürmek günümüzde kabul edilemez. Beni anladığınızı umut ediyorum.Saygılarımla...
Dinimiz diyorsunuz! Ama dininizden bi haber yaşıyorsunuz.Gönderilen Kuran-ı Kerimi kaç kez okudunuz da böyle bir kanıya vardınız.Öyle bir dinin mensuplarıyız ki,merhamet şefkat ve adalet temel unsurlarıdır.Ama yaşayamıyor ve hakkını veremiyoruz.Hz İsa, birgün; zina eden bir kadını taşlayan halkı görünce,ilk taşı atan en temiziniz olsun diyerek İnsanları düşünmeye teşvik etmiştir.
Her kesimde olduğu gibi; ''dini'' kendisine kalkan edip yanlışa sürükleniyorsa, acınası bir durumun içerisindedir.Ama bunun bu haline acımayan da aynı acınası duruma vakıftır.Sayın Sinan Bey itham ederek biryerlere varamayız.Bazıları madde fakiri bazıları ruh fakiri olur.İsterim ki siz ikisinden de mahrum olmayın.
Birliğin gücünü kim yadsıyabilir! O zaman neden bu ayrımcılık!
Tarikatler hak yada hakikat değil demedim.Geçmiştede bütün anadoluyu bir araya toplamış kurumlardır.Sadece içinde bulunduğumuz zaman eskisi kadar aktif olmalarına hizmet etmelerine müsade etmiyor demeye çalıştım. Sözü söyleyenin de kastı odur.
Bu sözü söyleyen söylemiş de siz neden düşünmeden sayfaya düşürmüşsünüz! ''Tarikat'' Allah'a ulaştıran yol demekse ve ''hakikat'' de gerçek anlamını ifade ediyorsa Allah'a ulaşmaktan daha gerçek ne olabilir??
Tarikatler hak yada hakikat değil demedim.Geçmiştede bütün anadoluyu bir araya toplamış kurumlardır.Sadece içinde bulunduğumuz zaman eskisi kadar aktif olmalarına hizmet etmelerine müsade etmiyor demeye çalıştım. Sözü söyleyenin de kastı odur.
Bu sözü söyleyen söylemiş de siz neden düşünmeden sayfaya düşürmüşsünüz! ''Tarikat'' Allah'a ulaştıran yol demekse ve ''hakikat'' de gerçek anlamını ifade ediyorsa Allah'a ulaşmaktan daha gerçek ne olabilir??
Tarikatler hak yada hakikat değil demedim.Geçmiştede bütün anadoluyu bir araya toplamış kurumlardır.Sadece içinde bulunduğumuz zaman eskisi kadar aktif olmalarına hizmet etmelerine müsade etmiyor demeye çalıştım. Sözü söyleyenin de kastı odur.
Tarikatler hak yada hakikat değil demedim.Geçmiştede bütün anadoluyu bir araya toplamış kurumlardır.Sadece içinde bulunduğumuz zaman eskisi kadar aktif olmalarına hizmet etmelerine müsade etmiyor demeye çalıştım. Sözü söyleyenin de kastı odur.
Tarikatler hak yada hakikat değil demedim.Geçmiştede bütün anadoluyu bir araya toplamış kurumlardır.Sadece içinde bulunduğumuz zaman eskisi kadar aktif olmalarına hizmet etmelerine müsade etmiyor demeye çalıştım. Sözü söyleyenin de kastı odur.
Tarikatler hak yada hakikat değil demedim.Geçmiştede bütün anadoluyu bir araya toplamış kurumlardır.Sadece içinde bulunduğumuz zaman eskisi kadar aktif olmalarına hizmet etmelerine müsade etmiyor demeye çalıştım. Sözü söyleyenin de kastı odur.
Şeyh’im! Gazze’den geçerken zeytin ağaçlarına bağlı, kadın eti gördün mü çocuklarının zikrettiği serilip serpilen bostanlarda zulüm yeşeriyor nasip iyidir diye bir kural yok Şey’im öte başka inanmalara
.. tek kelime ile ifade edilmez ki ifade edilse harikaydı tebrıkler yüreğine özüne sağlık saygımla
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.