9
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1550
Okunma

yağmur
peşrevdi
yıldızsız bir geceye...
bir sone dinledi
ve
yakınında durdu
ayaklarını unutmuştu
şehrin
en yüksek binasının
önünde..
yağmur
damlaları
karışırken olanca hızıyla
karanlıklara
sokak lambalarının ölgün ışığında
uyukluyordu
zaman..
ve
keskin bir koku
kanattı ruhu
dut kovuklarında
sararmış limoni tatlara yapışmış
eller kapadı
perdeleri..
ve
bir sıklet sarmıştı
an/ın
zanna kapılmış
endişelerini..
ayaklarını unutmuştu
şehrin
en yüksek binasının
önünde..
müjganı
andı
gözlerini süzdü...
renkler parlıyordu
gecenin kraliçesinin elinde
sırtında
atlas bir şal..
yanarak ördüğü geceye
yürüyordu...
birbiri ardınca iniyordu
yağmur damlaları.
yeşil
zümrütle takas edildi
gök
yakutla
ve
bir uhrevi sessizlik sararken
boşaldı
gökyüzü..
yere düşerken
inceldi damlalar..
23/01/2011
ödemiş