2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1682
Okunma

Dört mevsim bir kördüğüm
Çözemediğim
Karlı kış hazin geçer
Yurtsuzları sokaklarda vurur...
Nedendir bilinmez
Kardelenler inat bas gösterir
Mis gibi hava, buz gibi soğuk
Saçak saçak parlayan buzlar...
Her pırıltı muzip bir gözkırpış
Gizliden gizliye.
Sonlarına kışın bulgur bulgur olur karlar.
Pekmez’e katık yapıp yeme zamanı
Çiğdemler bas gösterir
Özletirler kendilerini ilkbaharda
Kar cicekleri son nefes yetişirler kara.
Erimiş buzlar dere olur akar
Yavaş fısıldar çiçeklere ve
Serpilir tüm güzellikleriyle ağaçlar...
Mis gibi bir koku, ilik bir hava
Buram buram tazelik vardır ilkbaharda
Kuşlar cıvıldaşır, yavrular dolaşır
Börtü böcek sonu gelmeyen
Telaşa düşer...
Güneş muzipçe sırıtır parlar
Parlatır etrafı...
Yavaş yavaş meyveler olgunlaşır sıcaklığında
Artık yeşillik tadına doymuştur...
Hasat zamanı yaklaşırken gelir gider yaz...
Alınır sepetler, sandıklar
Düşülür yollara...
Deniz başka bir sıcaklıkla gülümser sana
Durgun; sakin yorulmuşçasına...
Bir elinde elma dilinde sözün
Yüzünde ter ama bir başka olur çalışmak
Yaz havasında yorucu ama tatmin edici.
Sıcak olmasına rağmen sevindirici...
Bulutlar yavaş yavaş kavuştururken kollarını
Ve daha anlayamadan gelir sonbahar.
Hüznün baharı...
Yazın gitmesine sebebe olan sârışın güzel
Hüznü anımsatan ama nedense mutlu yapan
Gizli bir bilmece...
Çözülmesi en zor olan belkide.
Yağmur yağmur her taraf ıslak
Yürek ıslak, gönül ıslak, gözler ıslak
Umutla ufka bakan gözler...
Ağaçlar çırılçıplak,
Umutları artık yeşil bir yaprak.
Umudun başlangıcı sonbahar ve sonra yine kış...
Adeta dönme dolap
Döndükçe dünya dönmeye devam eden.
Nasılda güzel yaratmış yaradan.
Dört mevsim bir kördüğüm çözemediğim.
Çözmeye çalıştıkça düğümlenen...
ELAM MNELAM..