0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
796
Okunma
Aşk odundaki ney sesi viran
Kulakları tırmalayan zamanın göçebe saliyelerinde
ah çekmeler nafile ve hastalıklı
dünden kalma bir sarhoşluk yıkıntısı
duaların beddulara alkış tuttuğu sevda kanaryasının
martı seslerinden kaçtığı bu şehirde
sevgi varken yaşanan akrep niyetli
zamansızlık saatin sonu gösterdiği anlarda.
Ne yokluk varlığa, ne de varlık yokluğa yaran
yarası yarensiz,
Renginde alaca bir asilik
aklın arka yollarına atılan.
Silinemeyen silip ve yitik bir kahır,
Ne adında , ne tadında
sevdanın kalmadığı
Bir koşturmaca nefes nefese
Bir kerelik durupta soluk alınmadan bitirilmek istenen.
Nefsin fecre doğan payının zuhur zamanında
Damar atışları durmaksızın.
Ellerinde ter izi sahra görmüş ten kopuşlarında
Sevgiye atılan çöl iftirası
günün geceye sarılan kol izlerinde.
Bir Nun gölgesi sıcak ve acımasız gönüllerin
Zamana yassı zalim tavırsızlığının yüzünde.
Çehreleri sarıya boyamış bukalemun vari
olduğunu gibi görünemeyen gün aşırı değişken
sancıların zahiri gösterisi .
Affetmeyi bilmeyen soğuk ve sıcak karışımı
Sevgiden bir titreyiş.
Anlamı olmayan tekrarların yaşandığı usullerin
edebipsizliğinin kapak olduğu perdelerinde,
kaybolan gerçek ,sen şahıslı adına yazılan sevgiliye
sitemlerin kaosunda.
Gün görmemiş Akrep hikayesi zamana yetişemeyen.
Yoksulluktur kaplayan varı yoğu
Hasret acının sırtındaki kambur sonsuzluğa yürüyen
Aşk ney sesinde gizlenen ağıt
Sabır ve Sükuta dayanarak bekleyen.