7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1879
Okunma

Gerçek Bir hayat hikâyesi...
asmalarda üzüm yosmalarda gözün
biraz daha büyürsen...
büyütmediler ama...
en taze çağında kıydılar filize...
elleri dirseğine dek sıvalı adamlar
seçkiye alışık gözleri istife de...
kıydıkça kıyıyor koparıyorlar dalından
bozuyorlar tazenin ümitlerini
bir çok öküzgözü ,izmir kaybediyor çatısını
oysa, düğüne derneğe sunacaktı kendini
ama...
kafaya koymuşlar bir kere
kıyacaklar yiyecekler illa!
gelecek tezgaha...
bakımlı kalsın
kimyası bozulmasın dahası
basıyorlar kızıldenize
tuz ki tuz salamura...
tezgaha geldi bile kuzucuk
sunuldu pazara
ve birazdan
resmen satılacak...
pazarlık kısa sürüyor
atıyorlar çabucak eve
yatırıyorlar sırt üstü!
narin damarları incecik
ki; o makbul
ısırdığında hain dudaklar, dişe gelmeyecek!
kalem gibi bağlıyorlar ellerini
ki dağılmasın debelenmesin
ve dolduruyorlar yüreğini!
yine sıvanmış kirli eller devrede
burada da makbul ki;
ayıp örtsün
kemikli koca bir parça et üzerine...
sonrası...
sonrası karanlık...
karanlık bu yuvarlak oda!
zifiri karanlık ve penceresiz
göz gözü görmüyor hararetten
sıcak...
çok sıcak...
et kokusu siniyor üzerine
taze pişmiştir artık
adına düdüklü tencere denen şeyde
yaprak dolması servise hazır!
ToprağınSesi
.
5.0
100% (7)