1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2235
Okunma

ne sana İsa’nın ateşli koşusunu
ne de Musa’nın vecdine sordum
aşk için yanmak
yakılmak
kapatıyoruz artık hicran kapılarını
aşktayız
yürekleri açtık
vuslat miracının pencelerine
git gite yükseliyoruz miraca
aşkın kokusu sarmış bulutları
kelimeler denizindeyim
eğiliyor harfler
sonra hafif bir rüzgâr esiyor
kelimeler,
gönüle yol alıyor...........
aşk yalnızlığı kabullemektir
gün geçtikça acım daha da derinleşiyor
baktım;
olmuyor sensiz be vefalı.......
kentin sokaklarında kokundan teselli buluyorum
yağmur damlaları
boz bulanık sellere kapılan ömrümün mihrabım........
ezanlar okunur günbeğün
içli içli
nefesim buğuluyor penceremin camına
sessizlik örseliyor yüzümü
sanki
alnımda Karacabey horasının atlıları
zaman zaman ellerim titriyor
hicranın ağır tütsüsü bedenimde
seni düşündükçe;
omuzlarım çöküveriyor
Düşüncelerim;
ipliği kopan inci taneleri gibi dağılıveriyor sensiz
şimdi
gözyaşlarımdan siyah inci yapmak isterdim
keşke yanımda olsaydın
mısralarım şelâleşiyor
ne zaman sana dair birkaç satır yazmaya kalksam.......
yanan bedenim
müşfik yüreğim
ne kadar da muhtaçım sana bilemizsin be vefalım.........
gordion
5.0
100% (1)