Soner ÇAĞATAY


Haklısınız. Aynı dertten dokuz seri halinde ŞİİRE VEDA adlı bir şiir yazdım. İlerde bu sayfada paylaşacağım inşallah. Güzel bir eleiştiri örneği. Evet eline kalem alan şair oldu.

Ben yedi aydır şiir yazıyorum. Bu sayfada şiir yazmaya başladım. Bu sayfadaki şiirlere şöyle bir baktım. Şiir zevkimiz ölmüş maalesef. Burda çoğunun canını feci sıktım. Benim şiir alanında derin bilgim yok ama, şiirde duygu ve fikir almaya çalışırım.. Ben o şiirlerden bir şey anlamadım ve alamadım. Benim rahatsız olduğum şey, ilim ve dil zenginliği olmadan şiir yazma hevesi. Bu sayfada çoğu insanlar öylesine, dedini paylaşmak için yazıyor. Bunlara birşey demiyorum. Fakat isminin önüne ,,şair'' ünvanını tabela gibi asanların şiirlerine bakıyorum, ne fikir var ne his var. Adam bir şey yazıyor, yamuk ve hamur gibi bir şey. Okuyucuya diyor ki şair hal diliyle: ,,Ben una su katıp, hamur yaptım. Gerisi sana ait; yani nasıl istersen öyle yorum ve şekil ver.'' İyi de senin anlatamadığın bir şeyi, ben nasıl anlayım. Ya da şiire son şekli (hamurdan ekmek yapmayı) ben vereceksem, ne gerek var sana. Şiir denen şey hilkat garibesi olmamalı. Acizliklerini imgelerin arkasına gizliyorlar. Günümüzde şiir sadece imge ile eşit hale gelmiş. İmge gaye olmuş. Hallbuki imge duygu ve düşünce anlatmalı. Kendini değil.

Ayrıca bir şairde olması gereken üç şey vardır: İlim, dil ve hayal (kabiliyet). Bunlar yoksa şair de yoktur.

Günümüzde ,,şiir'' meselesi yeniden ele alınması gereken bir şey. Bizim en güzel ve değerli incimiz,,şiir'' ölmek üzere.

Bu açıdan Nihat beyin eleştirisi zamanlama bakımından çok önemli.

Bu hassasiyetinden dolayı ona teşekkür ediyorum.

Şiiriniz bu açıdan önemli.

Tenkide çok ihtiyacımız var.