Aslını unutturup yoldan saptıran
evladı ataya asi yaptıran
karuni zümreye ilhak ettiren
servette parada pulda hayır yok

Gözüm yok yalancı sarayda handa
hakikat isretim gerçek dünyada
dört duvar arasında dar bir mekanda
hesabı zor olan malda hayır yok

Fakirin malını yeyip yutturan
yetimin hakkını peşkeş çektiren
nihayet mazlumun ahını tutturan
makamda mevkide tolda hayır yok

Bin meşakkat olsada alın terinde
değişmem namerdin hiçbir şeyine
bir lokma veripte bin mihnet ile
başa vurulacak balda hayır yok

Çağlayan varsa gelsin gönül arkında
yoğrulan söylesin felek çarkında
can kafesinde gönül mülkünde
boşa geçirilen yılda hayır yok

dost bahçelerinin solmuşsa gülü
döner devri alem dünyanın hali
serzakir olupta bülbül misali
öteceğim amma gülde hayır yok

Türkü çerkezi lazı kürdü acemi
cephede beraber vuruşan şehit dedemi
bu dava ki bu milletin mahremi
bizi karıştıran elde hayır yok

Güya telkin eder doğruyu hakkı
sinsice aramıza atar nifakı
uzatır bir karış kemiği yok ki
hayasız konuşan dilde hayır yok

Aslını sorarlar birgün adama
ben küfrettirmem şehit atama
el uzattırmam mukaddesatıma
haince uzatılan elde hayır yok

Gözler perdelenmiş gerçeği görmez
gönül parelenmiş ef ali bilmez
hedefsiz fikirler müesser olmaz
teknede hayır yok salda hayır yok

Andıkça gözyaşım süzülür gelir
Şu gönlüm dertlere giriftar olur
nihayet tüm yollar limana varır
denizde hayır yok gölde hayır yok

Anladım çare yok biçare kuldan
her türlü nesneden her türlü halden
ayrılmam artık hakikat yoldan
hak yoldan başka yolda hayır yok...

( kulubeci )