39
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
3501
Okunma

Loştu kaldığı oda içeri girince önce ben olduğumu anlamadı sonra “tamam tamam” dedi “tanıdım”. Tanımıştı tanımasına ya sitem vardı kara gözlerinde. Ellerinden öptüm sarıldı bana insana, hasret hasret “nasılsın kuzum” dedi “nasılsın”. Ellerimdeki şekerlemeleri bıraktım yatağına şükür dedim her şeye rağmen şükür.”ya sen, ya sen nasılsın?””Kimsesiz gönüller nasıl olursa öyle! kimse gelmiyor yanıma” gözlerinde iki damla yaş “çocuklarımda unuttu beni” gözleri dolu dolu devam ediyor.
“Arada birde olsa “nasılsın “deselerdi diyor “Evet “dedim “evet arada birde olsa” anlattı anlattı hep eskiye dair güzel anılardı. Ortada komşudan gelen yemek tabaklarını topladım çeşmenin başına hem dinliyor hem de toparlıyordum bir şekilde..
O anlattı anlattı… bitevediye
…
Yine gel dedi kısık bir sesle taşıyordu yüreğim “geleceğim” dedim çıkarken dolu gözlerimle gözlerine yeniden bakmaya korkarak
Nasıl bir bayram sabahı idi, nasıl? Gözyaşlarımı kapıdan çıkmaya bıraktım.
Kimsesiz gönüller nasıl olursa öyle diyordu…
/Arada bir de olsa hatırını soran birileri olmalı/
Olmalıydı!
Kasvetler çöktüğünde sıcak bir el arar gönül
Umutlu yağmurlar gelecek der her gelmeyen günde
Gelecekti doğurup büyüttüğü!
Yok/sa yeni günün kapısında işi/ne?
/Bensiz kalmış gönülleri
Unutmuşlar diyor boynunu bükerek
Ölmüşüm ölmeden /
Gözlerine baktım siyah incilere /sen ölmemiştin ya!/
/Bittim düşünmekten/şalının iplerini tiftiklerken
/Hatıralarla avunmak nereye kadar Jale’m/
Yorgundu sesi!
Çehresinde bir hüzün, kayalar kadar ağır
Kapattı yüzünü elleriyle
/Biliyorum, çekilmez dert/dedim ellerini ayırırken gözlerinden
Ölümde bile!
Harcanmış boş bir ömür
Karlaşmış saçlarında tel tel hüzün
Yamalı bir örtü üzerine çektiği
Bir elin sıcaklığını verebilir miydi?
Vermezdi diyor kara gözlerindeki nem!
Akarken sinesine sıcak yaşları
Fırlatılıp atılan bir kuru gülün kaderi gibi
Yükü omuzlarında öylesine ağır
/Onlara bir bilinmezden farksızım
Karşılıksız menfaatsiz seven ben/
Çalınmış zamanın tiktakları
Loş odada yol alıyordu
Bitevediye dilleri
Nihayet yorgun bir nefes aldı
/Uyuyacağım/
Usulca bıraktım yatağa kirli beyaz örtüsünü düzelterek
İçim kanamaya devam etti buz kesen ellerinde
Çektim kırılmış tahtadan kapıyı
Yüzümü kesen bıçak gibi ayazdı
Yüklenecek öyle çok günah vardı ki!
Sevabı sırtlamıyor
Hainler gibi,
Ben de gidiyordum…
Ben de gidiyordum
Jale KESKİN/İskenderun
Not: Bu anıdan şiiri bir süre önce yazmıştım dün Hayriye teyzenin ölüm haberini aldım Çok üzgünüm :(( Nur içinde yatsın.
Edebiyat Yönetimi Seçici Kuruluna ve yorumlarıyla güç veren tüm dostlarıma en kalbi teşekkürlerimle. Sevgilerimle.
5.0
100% (41)