15
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1360
Okunma

reşit olmayan rüyalarımı öldürdün anne...
ağzımın kenarında yara yapmış uçuksun
kursağımdan kokunu çözüp
tıka basa üstüme biniyor şehirler
ben damla olamıyorum hayata anne
oysa sen, her gece sağanak yağıyorsun gözlerimden
bir duble ayrılıkla sarhoşum yıllardır
çizgi film izlerken ağlar mı insan
billahi yalan!
siyah masallar tasarlıyorum kafamda
çitten avcılar atlıyor, uyutmuyorlar mesela
okul vakti saçlarını kesiyor kırmızı başlıklı kız
beslenmesinde zahter salatası ve irin
polyanna sokak lambası altında dileniyor
şirinlerin hepsi piç
kül kedisi uçurumda sek sek oynuyor...
annesinin çorbasından geçemeyenler
nefretimden öpsünler
çocuk olmak istiyorum ne tuhaf
yoksa gidişini mi sokmak istiyorum iki gözüme
sol kemiğimden sök kendini
otuz yıldır taşıyorum seni zaten zihnimde
omuzlarıma bağladığın bu demirden dünya neyin nesidir anne...
hücre ibadeti yokluğunun sabrı
saçlarıma çaputlar bağlayayım gelme
gobi çölü koyup gittiğin yer
her sabah ladesleniyorum yaralarımdan
bu ne cüret sevabı lekeliyorsun
cennetden kovulup ayağına seriyorsun
5.0
100% (10)