(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Öncelikle serbest diye bir şiir tanımı yoktur. Modern çağdaş Türk şiiri diyelim ve bu konu kapansın artık. Neden modern, neden çağdışlığa girmek istemiyorum çünkü.
Şiirde anlaşılırlık, sahnede seslendirilen şiirle bir akranlık kurar, biz onlara daha çok sahne şiiri, ya da mektup şiir diyoruz. Demek zorunda kalıyoruz, çünkü yazanı fazla yaralamamak adına bir çıkış noktası aradığımızdan dolayıdır. Yani bir çoğunuzun çok beğendiği "ah ulan rıza " şiir değildir. Mektuptur. Buradan bu örnekle yola çıkarsak şiirin ne olduğuna dair bize bir ipucu verecektir.
Bir şiir anlaşılamıyorsa kendi ölçütlerinde şiir olmayabilir okuyanın, şiirden anlaşılmayan dizelerde bir kapanırlılık varsa o şiire bakış açıyla alakalıdır bu. Yazan kendini daha çok ikinci yeniye yakın görüyorsa bu şiirleri anlamasını bekleyemeyiz zaten. Hele ki haiku tarzını benimsemişse, kapalı şiir; imgelem bir anlatımı anlayamayacaktır. Her yerleşik bir tabu, bir kuraldır çünkü.
Yöreye-bağlı kalmaktan sıyrılarak gerekli görüş açısını elde etmek için en iyi yollardan biri, diğer kültürlerin kural ve ölçütlerine kendimizi açamadığımızdandır aslında. Onun için bir zihin belli önerilerden kalkarak kültürler arası uygun sonuçlara varabiliyorsa o zihin mantıklı çalışıyordur diyoruz. Kültürlerinde farklı önemler taşıyan veya kültürlerinde bulunmayan şeyleri ima eden her soruda zeka, hep başarısız görülecektir çünkü.
Belli bir tarzı anlamıyorsak bu şiirlere bulaşmamak en doğrusudur, diyelim ki bulaştık, anlamadık yorum yaptık anlamak için. Bu yorumları şekillendiren güne taşıyan bir kurulun hatasıdır bu yorumu öncelikle neşter bilmem ne seçtikleri için.
Şiirde ufak tefek hatalar var, nerde değil, nerede gibi.. Ötesinde eline sağlık lacivert.
"Şiir düzanlatım sanatı değildir. Şiirin nesirden ayrılış sebebi de budur zaten"....bunu bilmeyen varsa derhal bıraksın bu işleri...bu tür basit tanımları çok fazla bir şey bilmediğinizden mi yapıyorsunuz anlayamadım...bir cezmi ersözdür tutturmuş gidiyorsunuz...çok isim sunarak kafa karıştırıyorsunuz kuzum...bu isimlerle başka insanların gözlerini boyayın...şairde kör olmalı kiii hemen yapıştırmış etkili yorumu...boş bilgiler tenkitten daha değerlidir...yanlı yorum demiştim...(me-ta)
Şiirde açıklılık;nesire kayma oranı çok yüksek şiirlerdir.. Şiir düzanlatım sanatı değildir. Şiirin nesirden ayrılış sebebi de budur zaten. Nesir ayrıdır, şiir ayrı yani. Sadece şarkı türkü formatında düz anlatım tercih meselesidir, şarkılarda türkülerde şiir değildir bu kadar açık. Şiirin ne olup olmadığını tartışacak değilim, başka bir keşfe gerek yoktur. Nazım Hikmet'in şiir tarzı başkadır, Necip fazıl'ın tarzı başka, aynı kalıp değildir şiirleri. Yeni kuşaktan ikinci yeniye yaslanan Haydar Ergülen şiirleri daha başkadır Cezmi Ersöz şiirlerinden... Hepsi ayrı ayrı belli akımların öncülüğünde yazdıklarıdır bunlar... Cezrmi Ersöz'ü net anlayabilirsiniz ama Haydar Ergülen daha kapatır şiirlerini... HAUKİ şiirlerin hepsi kapalıdır. Onları anlamak şiire ayırdığınız zaman kadar önemlidirler... Bu şiir, daha çok Hauki şiir örneklerinden beslenilmiş bir şiir örneğidir. Bu yüzden bu tarz anlatımları şarkı formatına dönüştüremezsiniz. Bu yüzden kulağımızın alıştığı düz anlatım dışı şiirleri duymuyor olabiliriz...
Onun için bu şiir kapalıdır, diğeri yarı açıktır, bu şiiri ben neden anlamadım gibi yazı metinleri tenkit değildir.. Sadece okuyanın şiirle anlaşamadığı ölçüsünde yorumlardır.. Bu yorumlar tenkittir diye güne taşınmamalı.
...katılmadığım yorum...şairi korumak adına yapılan yanlı bir yorum olduğunu düşünüyorum...şiirlerde "açıklık" anlatıma ve anlatılana göre kullanılmıştır...şiirde bir şeyler bize sade olarak sunulmadıysa ve düşünceler kolayca anlatılmadıysa "kapalı anlatım" olur..bu anlatımda "kapalı anlatım"dır... bu tür terminolojileri anlamak için "ah ulan rıza" örneğini sunmak elmayla armutu karıştırmak gibi bir şey...tartışılmak istenirse tartışırım elbet..dedim ya amaç şairi kollayıp denizhevalin yorumun yermek...şiiri beğendim...yorumunuzu değil...bu da benim kendi yorumum...
"Şiir düzanlatım sanatı değildir. Şiirin nesirden ayrılış sebebi de budur zaten"....bunu bilmeyen varsa derhal bıraksın bu işleri...bu tür basit tanımları çok fazla bir şey bilmediğinizden mi yapıyorsunuz anlayamadım...bir cezmi ersözdür tutturmuş gidiyorsunuz...çok isim sunarak kafa karıştırıyorsunuz kuzum...bu isimlerle başka insanların gözlerini boyayın...şairde kör olmalı kiii hemen yapıştırmış etkili yorumu...boş bilgiler tenkitten daha değerlidir...yanlı yorum demiştim...(me-ta)
Şiirde açıklılık;nesire kayma oranı çok yüksek şiirlerdir.. Şiir düzanlatım sanatı değildir. Şiirin nesirden ayrılış sebebi de budur zaten. Nesir ayrıdır, şiir ayrı yani. Sadece şarkı türkü formatında düz anlatım tercih meselesidir, şarkılarda türkülerde şiir değildir bu kadar açık. Şiirin ne olup olmadığını tartışacak değilim, başka bir keşfe gerek yoktur. Nazım Hikmet'in şiir tarzı başkadır, Necip fazıl'ın tarzı başka, aynı kalıp değildir şiirleri. Yeni kuşaktan ikinci yeniye yaslanan Haydar Ergülen şiirleri daha başkadır Cezmi Ersöz şiirlerinden... Hepsi ayrı ayrı belli akımların öncülüğünde yazdıklarıdır bunlar... Cezrmi Ersöz'ü net anlayabilirsiniz ama Haydar Ergülen daha kapatır şiirlerini... HAUKİ şiirlerin hepsi kapalıdır. Onları anlamak şiire ayırdığınız zaman kadar önemlidirler... Bu şiir, daha çok Hauki şiir örneklerinden beslenilmiş bir şiir örneğidir. Bu yüzden bu tarz anlatımları şarkı formatına dönüştüremezsiniz. Bu yüzden kulağımızın alıştığı düz anlatım dışı şiirleri duymuyor olabiliriz...
Onun için bu şiir kapalıdır, diğeri yarı açıktır, bu şiiri ben neden anlamadım gibi yazı metinleri tenkit değildir.. Sadece okuyanın şiirle anlaşamadığı ölçüsünde yorumlardır.. Bu yorumlar tenkittir diye güne taşınmamalı.
...katılmadığım yorum...şairi korumak adına yapılan yanlı bir yorum olduğunu düşünüyorum...şiirlerde "açıklık" anlatıma ve anlatılana göre kullanılmıştır...şiirde bir şeyler bize sade olarak sunulmadıysa ve düşünceler kolayca anlatılmadıysa "kapalı anlatım" olur..bu anlatımda "kapalı anlatım"dır... bu tür terminolojileri anlamak için "ah ulan rıza" örneğini sunmak elmayla armutu karıştırmak gibi bir şey...tartışılmak istenirse tartışırım elbet..dedim ya amaç şairi kollayıp denizhevalin yorumun yermek...şiiri beğendim...yorumunuzu değil...bu da benim kendi yorumum...
'' Kırmızı trampet renginde Ölü kelebekler Ay gölgesinde gözleri sükûnet Dudakları trajik öpmelere ''
Şiirinizden alıntı yaptığım bölüm usla okunmalı. Şiirde '' serbest '' de olsa ölçü gerekir. Ve bu ölçü us-düşünce işbirliği içinde gerçekleşmeli. Çok sesli bir şiir bu. Hatta önyargı tortusuna sebebiyet verecek güçte çok sesli bir şiir.
Dışavurumcu bir düzanlatım. Fakat az önce de dile getirdiğim gibi şiirde bir ölçü bulamadım. Bu şair için çoğu zaman seçilebilirlik sınıfına girer fakat okuyucu için durum böyle değildir. Şiiri okuyan kişi, şiirin her dizesinde ritm arar. Şiirlerin sesli olarak okunması da aslında bir çeşit yardımdır. Sesli okuduğunuz zaman, anlatmak istediğim şeyin daha net bir anlam kazanacağından eminim.
Şiirleri de değerlendirirken çok dizeli olup olmaması asla benim için önemli değildir. Fakat örnek vereceğim dizenin tamamen kapalı anlatımı sonucu şiirin beslendiği kaynağın kurumaya başladığı hissine kapıldım.Biraz daha açık bir anlatım olsa, genişletilse daha güzel ve anlaşılır olabilirdi.
ör:
'' An kurşunladı yatağını Rüzgârı lodos Savrulan kıyılar Kendi sesinde ''
Bir de gözden kaçan harf hatası var.Benim de zaman zaman gözümden kaçan klavye sürçmesi diyelim buna. '' Kısa metrajlı bir flim gibi '' flim
'' Bütünleşmedi hayat Giden ben Giden sen Giden onlar Bir kuşluk vakti Konuksever odaların kapandıkça kapıları Soldu menekşe pencerede Sıralı iplikte kuşlar ''
Yine yukarıda alıntı yaptığım dizelerde, giden'in tekrarı şiirin örgüsüne fazladır. Bunu giden ben sen onlar - şeklinde kaleme alsak sanırım şiirde yenilikçi bir yaklaşım ve bileşime daha uygun bir şiir yazmış oluruz.
Tebrik ederim Lacivertiğnedenlik, genel itibari ile şiir güzeldi. Kendimce eksikliğini hissettiğim durumları aktardım.
Öncelikle, eleştiri yapmış olmak için eleştiri yapılmaz sevgili Lacivertiğnedenlik. Eleştiri yapıyorsam neyi ne için yaptığımı gayet iyi biliyorum.Benim değil ama sizin takılı kalmış olduğunuz '' neşter '' bölümü uygulaması olsa gerek!
Sizin için eleştiri olmak zorunda değil elbette yazdıklarım ki; ben de kendimi şiir kuramcısı olarak sunmadım. Şiiri sevmek ve içine sinmesi ayrı şeydir, şiirin eksikliği ayrı şeydir. Sizin için mükemmel olanın benim için önemsiz bir yazın olma ihtimali yok mudur? Elbette vardır.
İşte bu sebeple, yediğiniz yoğurdun maya tutmamış olması, onun peynir yapılması ihtimalini doğurur. Sebep-sonuç ilişkisidir.Süt maya tutmaz, kesilir.Tekrar kaynatır ve peynir yaparsınız.Bu durumda beğeni önemi ortaya çıkar.Yani yoğurdu veya peyniri beğenip beğenmeme mevzusu.
Evet, bu şiirinizde kapalı anlatım vardır.Ve ben, bu kapalı anlatımı beğenmeme seçeneğini kullanıyorum. Neden başlığı altında gelecek bir soruya da tıpkı sizin verdiğiniz üstün körü ve yersiz cevap ile karşılaştırmalı bir cevap verebilirim.Kime ne!
Konu şahsım için kapanmıştır.Siz tartışmaya yalnız devam edebilirsiniz.
sizin belirttiğiniz - yazınsal yanlışlıklar - açık ve kapalı oluşa yöneliktir.Burada imgeler tartışılmıyor ,sizin eleştirinizde bir çelişki var veya iyi anlatamıyorsunuz veya eleştiri yapmak için eleştiriyorsunuz .
..
poetika sanat kuramlarını açıklama şeklidir evet ,ama aynı zamanda yaratıcı düş gücüdür de ..
Ayrıca şiirdeki yazınsan yanlışlıklar nelerdir tam açıklarsanız sevinirim
Kırmızı trampet renginde Ölü kelebekler Ay gölgesinde gözleri sükûnet Dudakları trajik öpmelere
bu kısıma takılı kaldınız ,bu kısımda yazınsal hatalar nelerdir ,evet kapalıdır ,belki de trajik öpmeler aşağıda sıralanmıştır açılımı budur kime ne şairin nerede açık kapalı- yazınsan hatalar - yapacağı..
neden editör dediğime gelince evet bilerek söylüyorum ; çünki bana göre bu eleştiri değildir ,yani şiirin özüne fırça atış değildir.Ve sanat kokan bir güzelliği de yoktur ,ben genelde bir şiir içime sinmişse sessizce uyarıyorum karşıdaki arkadaşımı.tabiki bunları dile getiren arkadaşlarımı da çok kınamıyorum her babayiğitin yoğurt yiyişi ayrıdır diyorum :)
*- Edebiyat da bir bilim dalıdır sevgili Lacivertiğnedenlik.Sizin şiirdeki poetikam dediğiniz yazınsal yanlışlıklar, imge adıyla sunulamaz. Düş gücü dediğiniz şey ise asla imge ile eş değer değildir. Siz al bayrağın bir imge olduğunu düşünürsünüz ama ben bayrağın renginin kırmızı olmasından dolayı ona isnat edilenin imge olmadığını düşünürüm. Kaldı ki poetika; Aristo'nun kendi sanatsal görüşünü açıkladığı eserdir ki; pelesenk edilen bu kelimenin şiirle uzaktan yakından alakası yoktur.Tüm şiir kuramcıları da aynı fikri paylaşırlar. Serbest şiirde ölçü, kelimelerin orantısına bağlıdır ki, hece şiiri dediğiniz şey Klasik Türk Şiiri adıyla anılır ve o şiir türünde ölçüden ziyade ayaklar önem arzeder.
*- Şair, elbette dilediği şekilde yazacaktır şiirlerini.Duygularına yön verecek değiliz.Ama şiiri sadece kendisi için yazıyorsa bırakalım da dilediğince yazsın. Yok o şiiri paylaşıyorsa, kapalı anlatımın çoğu zaman ifadesizlik olduğunun da bilincine varsın lütfen.
*- Şiirinizi yüksek sesle okursanız aksaklıkları daha iyi kavrarsınız sevgili Lacivertiğnedenlik.
*- Editörüm gibi bir söylemi de son derece alaycı bulduğumu ifade etmeliyim.Gözden kaçmış bir klavye hatasını göstermek istemiştim sadece.
*- Aynı noktaya parmak basmışsak bu durumda sorun yok demektir.
*- Evet, güzel bir paylaşım oldu.İkimizi de tebrik ediyorum bu durumda.
1- sizin ölçü dediğiniz ve yönlendirdiğiniz benim şiirdeki poetikamdır ,yani düş gücünü kurgulamadır.Serbest şiirlerde ses uyumu derseniz anlarım ama ölçü nedir bilmem hece şiiri dışında.
2-Şair illaki açık şiir yazacak gibi bir kural kendine koymaz canı istrse kapalı yazar ,canı isterse açık yazar ,kapalı ve açık şiir her zaman vardır ve olacaktır.
3-Sesli şiirle bana göre ,benim benimsediğim kişinin kendi sesidir veya karşıdaki okuyucunun kendi sesidir ki sesli şiirlere karşı olan birine diyorsunuz bunu ,ben almıyayım teşekkürler
4-film veya flim teşekkürler sayın editörüm düzntirim
5-Belirtilen fazlalığı tam çıkarmıştım ki sizde aynı noktaya parmak basmışsınız ,teşekkürler
6-Burada şairin ve eleştirmenin poetikası buluştu şiirin üstünde ,iyi mi oldu evet iyi oldu ,birleşen ve ayrışan güzellik diyelim buna
7-olaaallla olaaa benim de şiirimin neştercisi var artık olee oleeaaa :)))
Öncelikle, eleştiri yapmış olmak için eleştiri yapılmaz sevgili Lacivertiğnedenlik. Eleştiri yapıyorsam neyi ne için yaptığımı gayet iyi biliyorum.Benim değil ama sizin takılı kalmış olduğunuz '' neşter '' bölümü uygulaması olsa gerek!
Sizin için eleştiri olmak zorunda değil elbette yazdıklarım ki; ben de kendimi şiir kuramcısı olarak sunmadım. Şiiri sevmek ve içine sinmesi ayrı şeydir, şiirin eksikliği ayrı şeydir. Sizin için mükemmel olanın benim için önemsiz bir yazın olma ihtimali yok mudur? Elbette vardır.
İşte bu sebeple, yediğiniz yoğurdun maya tutmamış olması, onun peynir yapılması ihtimalini doğurur. Sebep-sonuç ilişkisidir.Süt maya tutmaz, kesilir.Tekrar kaynatır ve peynir yaparsınız.Bu durumda beğeni önemi ortaya çıkar.Yani yoğurdu veya peyniri beğenip beğenmeme mevzusu.
Evet, bu şiirinizde kapalı anlatım vardır.Ve ben, bu kapalı anlatımı beğenmeme seçeneğini kullanıyorum. Neden başlığı altında gelecek bir soruya da tıpkı sizin verdiğiniz üstün körü ve yersiz cevap ile karşılaştırmalı bir cevap verebilirim.Kime ne!
Konu şahsım için kapanmıştır.Siz tartışmaya yalnız devam edebilirsiniz.
sizin belirttiğiniz - yazınsal yanlışlıklar - açık ve kapalı oluşa yöneliktir.Burada imgeler tartışılmıyor ,sizin eleştirinizde bir çelişki var veya iyi anlatamıyorsunuz veya eleştiri yapmak için eleştiriyorsunuz .
..
poetika sanat kuramlarını açıklama şeklidir evet ,ama aynı zamanda yaratıcı düş gücüdür de ..
Ayrıca şiirdeki yazınsan yanlışlıklar nelerdir tam açıklarsanız sevinirim
Kırmızı trampet renginde Ölü kelebekler Ay gölgesinde gözleri sükûnet Dudakları trajik öpmelere
bu kısıma takılı kaldınız ,bu kısımda yazınsal hatalar nelerdir ,evet kapalıdır ,belki de trajik öpmeler aşağıda sıralanmıştır açılımı budur kime ne şairin nerede açık kapalı- yazınsan hatalar - yapacağı..
neden editör dediğime gelince evet bilerek söylüyorum ; çünki bana göre bu eleştiri değildir ,yani şiirin özüne fırça atış değildir.Ve sanat kokan bir güzelliği de yoktur ,ben genelde bir şiir içime sinmişse sessizce uyarıyorum karşıdaki arkadaşımı.tabiki bunları dile getiren arkadaşlarımı da çok kınamıyorum her babayiğitin yoğurt yiyişi ayrıdır diyorum :)
*- Edebiyat da bir bilim dalıdır sevgili Lacivertiğnedenlik.Sizin şiirdeki poetikam dediğiniz yazınsal yanlışlıklar, imge adıyla sunulamaz. Düş gücü dediğiniz şey ise asla imge ile eş değer değildir. Siz al bayrağın bir imge olduğunu düşünürsünüz ama ben bayrağın renginin kırmızı olmasından dolayı ona isnat edilenin imge olmadığını düşünürüm. Kaldı ki poetika; Aristo'nun kendi sanatsal görüşünü açıkladığı eserdir ki; pelesenk edilen bu kelimenin şiirle uzaktan yakından alakası yoktur.Tüm şiir kuramcıları da aynı fikri paylaşırlar. Serbest şiirde ölçü, kelimelerin orantısına bağlıdır ki, hece şiiri dediğiniz şey Klasik Türk Şiiri adıyla anılır ve o şiir türünde ölçüden ziyade ayaklar önem arzeder.
*- Şair, elbette dilediği şekilde yazacaktır şiirlerini.Duygularına yön verecek değiliz.Ama şiiri sadece kendisi için yazıyorsa bırakalım da dilediğince yazsın. Yok o şiiri paylaşıyorsa, kapalı anlatımın çoğu zaman ifadesizlik olduğunun da bilincine varsın lütfen.
*- Şiirinizi yüksek sesle okursanız aksaklıkları daha iyi kavrarsınız sevgili Lacivertiğnedenlik.
*- Editörüm gibi bir söylemi de son derece alaycı bulduğumu ifade etmeliyim.Gözden kaçmış bir klavye hatasını göstermek istemiştim sadece.
*- Aynı noktaya parmak basmışsak bu durumda sorun yok demektir.
*- Evet, güzel bir paylaşım oldu.İkimizi de tebrik ediyorum bu durumda.
1- sizin ölçü dediğiniz ve yönlendirdiğiniz benim şiirdeki poetikamdır ,yani düş gücünü kurgulamadır.Serbest şiirlerde ses uyumu derseniz anlarım ama ölçü nedir bilmem hece şiiri dışında.
2-Şair illaki açık şiir yazacak gibi bir kural kendine koymaz canı istrse kapalı yazar ,canı isterse açık yazar ,kapalı ve açık şiir her zaman vardır ve olacaktır.
3-Sesli şiirle bana göre ,benim benimsediğim kişinin kendi sesidir veya karşıdaki okuyucunun kendi sesidir ki sesli şiirlere karşı olan birine diyorsunuz bunu ,ben almıyayım teşekkürler
4-film veya flim teşekkürler sayın editörüm düzntirim
5-Belirtilen fazlalığı tam çıkarmıştım ki sizde aynı noktaya parmak basmışsınız ,teşekkürler
6-Burada şairin ve eleştirmenin poetikası buluştu şiirin üstünde ,iyi mi oldu evet iyi oldu ,birleşen ve ayrışan güzellik diyelim buna
7-olaaallla olaaa benim de şiirimin neştercisi var artık olee oleeaaa :)))
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.