Notaların bağrında dizildi hep hüzünler Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi Rintlerin kucağında büzüldü hep düğünler Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Fasl-ı bahar örerken, ağrılar çiçek açtı Hislerime toy kurup, geceme kasvet saçtı Umudumun kuşları, hüsranlarla hep uçtu Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Gözlerimde biriken, yağmur değil sellerdi Hicranımı yığdıran, kızıl yüklü dillerdi Ocağımı yıktıran, çile döken ellerdi Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Zamanın denizinde, boğuluyor başlarım Mersiyeler çoğaltıp, acı yükler kışlarım Yürek tutuldu sanki, cevher dökmez yaşlarım Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kimin haklı olduğu ile ilgilenmemesi bence doğru olan olacaktır çünkü siz şiiri eleştriyorsunuz ve diyorsunuz ki vasat ve bununla birlikte şiire yazılan onca yorumdan sadece oflu bu tür eleştriyi yapmış doğru bir eleştri ama en azından yazarın kendisini düzeltmesi adına diyelim ki farkındaysanız etkili yorum seçilerek yazarı kendisi de bunu kabul etmiş zaten uğur böceği seçimine gelirsek ülkemizde her yıl binlerce kitap basılmakta ve milyarlarca şiir yazılmaktadır amatör profesyonel fark etmez bunların bazıları bana size oflu gibi arkadaşlar edebi kısmına baktığında eleştrip yazarın kendisini düzeltmesini isteyebilir ama bunun yanı sıra eksiklerine rağmen iyi bir şiir olduğunu da kabul ettiğimizi düşünüyorum yani aman eleştirdiler güzel değil bu demek neştercilik dediğimiz şeye aykırı düşer direk olarak şairi suçlamak şairi beğenen kesime de cahil demek gibi basit bir eleştri ve anlam çıkar ardından bu yüzden neşter atılan her şiir atıl değildir
Bilge Hanım'ın ve Oflu rumuzlu şair arkadaşımızın ŞARKIM İNTİHAR ETMİŞ isimli şiirinize yapmış oldukları eleştiri/yorumları okudum. Şiirinizi eleştirebilmem için kalemimin kuvvetli olması gerekmekte olup, ayrıca Türk Edebiyatı hakkında temel bilgilere profesyonel anlamda sahip olmam gerektiğini düşünüyorum.
Ortada bir mantık hatası olduğu aşikar.
Eğer, her iki eleştirmen de sözlerinde haklılarsa,benim de şu soruyu sorma hakkım vardır bir şair olarak. Söz konusu şiir güne düşmüş, yani uğur böceği almış. Bir nevi taltif edilmiş şair.
Peki, bu taltifi yapan edebiyat sitesinin değerli yönetimi ise, sormaz mıyım ben şimdi , "madem şiirle ilgili temel eleştiriler var, nasıl oluyor da uğur böceği alıyor ?" diye..
O zaman hangi taraf haklı ?
Kafam karıştı..
Nasreddin Hoca'nın dediği gibi, " sen de haklısın, sen de haklısın."
Notaların bağrında dizildi hep hüzünler Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi Rintlerin kucağında büzüldü hep düğünler Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Fasl-ı bahar örerken, ağrılar çiçek açtı Hislerime toy kurup, geceme kasvet saçtı Umudumun kuşları, hüsranlarla hep uçtu Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Gözlerimde biriken, yağmur değil sellerdi Hicranımı yığdıran, kızıl yüklü dillerdi Ocağımı yıktıran, çile döken ellerdi Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Zamanın denizinde, boğuluyor başlarım Mersiyeler çoğaltıp, acı yükler kışlarım Yürek tutuldu sanki, cevher dökmez yaşlarım Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
“Notaların bağrında dizildi hep hüzünler” olmaz.
“Notaların bağrınA dizildi hep hüzünler” olur.
ŞULE: Alev, yalım, ateş alevi demektir. BUNLAR YANMAZ.
GÖRÜNMÜYOR aşk şulesi falan olabilir. Ya da benzer başka fiille…
“Rintlerin kucağında büzüldü hep düğünler” DÜĞÜNLER BÜZÜLMEZ. RİNTLERİN KUCAĞINDA DA OLAMAZ. O zaman, rintlerin kucağında olan veya olanlar kim ya da kimler?
“Umudumun kuşları, hüsranlarla hep uçtu” “Rintlerin kucağında büzüldü hep düğünler”
HEP birkaç yerde DOLDURMA HECE olarak kullanılmış. Çok bariz.
“Fasl-ı bahar örerken, ağrılar çiçek açtı”: Yeni başlangıçlara güzellikler oluşturmaya çalışırken aksi bir durum oluşmuş. AĞRI değil ama ACI çiçeklenebilirdi. Çünkü aşk acısı olur, kulak ağrısı gibi bu ağrı da neyin nesi?
“Gözlerimde biriken, yağmur değil sellerdi” YAĞMUR tekil, SEL çoğul…
”Zamanın denizinde, boğuluyor başlarım”: KAÇ TANE BAŞI VAR?
“Yürek tutuldu sanki, cevher dökmez yaşlarım”: SANKİ den sonra VİRGÜL gereksiz.
ŞARKIM İNTİHAR ETMİŞ: Ne gam!
Şimdilik bu kadar yeter. Ben aksayan taraflarına değinmeye çalıştım. Güzelliklerini de başkaları yazsın. Onlar da sayılamayacak kadar çok olabilir.
Öncelikle bu şiirin beş kıt’adan az olmamasını tercih ederdim. Elbette şiiri yazanın tercihidir kıt’a sayısını düşünmek ve ayarlamak ama huysuz bir okuyucu olarak beş kıt’adan az olan şiirlere nedense daha az emek ürünüdür gözüyle bakıyorum.
7+7 hece ölçüsü ile kaleme alınmış bu şiirde kafiye hatası görülmemekle birlikte kullanılan kafiyelerin basit kafiyelerden tercih edilmesi bir zaafiyet olarak önümüzde duruyor.
İlk kıta’daki “ hüzün / düğün “ ü saymazsak “ açtı – saçtı - uçtu / sel – dil – el / baş – kış – yaş “ gibi kafiyeler oldukça çok kullanılmış ve ilk akla gelen kafiyeler olduğu, ayrıca, ayakların kafiyesiz olarak sadece redif / nakarat tekrarı da buna ilave edildiğinde bu çalışmayı ancak vasat noktasına getirebilecek bir çalışma kategorisinde değerlendirilmesini gerektiriyor kanaatimce. Yabancısı olduğum beste / güfte kaygısı taşımayan ve çok özel olmayan durumlarda şiirde kalite adına ayakların mutlaka kafiyeli olmasını tercih ederdim.
İlk kıt’a, ilk ve üçüncü mısralardaki; âdeta ikinci bir kafiye şeklinde duran “ dizildi / büzüldü “ kelimeleri keşke daha değişik, ( eğer kafiye olarak düşünülmüşse gereksiz ) “ Hep “lerin tekrarı da keşke olmasaydı. Dört kıt’a bir şiirde bile bu tekrarlar göze batarken aynı kıt’ada üstelik kafiyelerden hemen önce olması daha çok göze batıyor.
“ Fasl-ı bahar örerken, ağrılar çiçek açtı” “ Fasl-ı bahar ” ın ilkbahar olduğunu biliyoruz. ( başka anlamını bilmiyorum bu yazılışıyla) O zaman ördüğü ne? Burası boşlukta kalmış galiba.
Mesela şöyle kullanıldığını biliyoruz;
Vakti geçip gider fasl-ı baharın Dökülür şükufen var mı çınarın ( Şemî )
“ Hicranımı yığdıran, kızıl yüklü dillerdi “ “ Kızıl yüklü dil “ ne anlama geliyor?
“ Yürek tutuldu sanki, cevher dökmez yaşlarım “ “ Yaşın cevher dökmesi “ de pek anlaşılmayan bir durum.
Aslında kelime seçimlerinde seçicilik, düzgün cümle kurulması ve anlamın kalıp ve kafiye kaygısından sıyrılıp şairin inisiyatifine geçmesi şiirlerimizi daha kaliteli yapacaktır diye düşünüyorum. Belki biraz daha çok emek ve üzerinde düşünüp çalışmak gerekecek.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.