48
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
3843
Okunma

Bir sesti eski zamanlarda yâd’a düşen
Gamzeli yanak ile maraza uğramamış cazibem
Efil efil esen eteklerimde bir ergen düş’e yazdı
Nerdeydi geçen zamanların o büyülü nefesi
Halamın is kokan lambası değmişti
Çeyizimin bembeyaz dantellerine
Pembe bir gülün, bıraktığı iz
Annem ve sabun kokan örtüler
Olgun bir meyve tadında idi hayaller
Ben o zamanların kızı idim, elinde örgüsü düşmeyen
Melankolik gezinirdim Nükhet Duru’nun şarkısında
Parlak rengârenk cam kolyelerim mücevherimdi
Saklardım sandığımın en ücra köşesinde!
Yasaklanan şeftali rengi dik yokuşlar
Kamburumsu bir duruşla gizlenen bedendi
Yüzümde açardı tüm mevsimler, renkler
Kızınca mor, konuşunca pembe,
Susunca, kırmızı düşler homurdanırdı
Burnu sürtülmemiş afili duruşum,
Bazen bir meleği kıskandırırdım
Her tiyatro oyununda, cadı kimse bendim
En güzel şiirleri ben yazardım güya,
Havalara girerdim küstahça!
Ve gençliğin doyulmaz gül dudakları.
Zamana meydan okuyan tekin bir vuslattı
Ya darağacı duygular yerleşirdi yüreğe
Ya da ateş gibi egemen bir sonbahar
Jale KESKİN/İSKENDERUN
EDEBİYAT YÖNETİMİ SEÇİCİ KURULUNA TEŞEKKÜR EDİYOR SEVGİ VE SELAMLARIMI YOLLUYORUM.
5.0
100% (42)