yarın sabah saat onda
bir adam bekleyecek Sirkeci’den gelen treni
Soğuksu istasyonunda
en pahalı sigarasını tüttürecek
iki zeytin
bir bardak çayla yaptığı kahvaltısının ardında...

yarın sabah saat onda
bir kadın kalkacak yatağından
hiç tanımadığı bir adamın kollarında
önce parasını sayacak
salaş bir otelin bilmem kaç numaralı odasında...

yarın sabah saat onda
bir kuş uçacak yuvasından
ilk uçuşun ürkekliği kanatlarında
kediler bekliyor olacaklar
sinsice düşmesini bir ağacın arkasında...

yarın sabah saat onda
yağmur suları karışacak gözyaşlarına
Eyüb sultanın paslı bir mazgal kapağında
bir adam yatıyor olacak
öncekiler gibi musalla taşlarında...

yarın sabah saat onda
Ayasofya Sultanahmed’i seyredecek
şarapçılar çoktan uyanmış olacaklar
ecnebi sesleri ile soğuk banklarında...

yarın sabah saat onda
Turgut reis kalkış verecek Üsküdar’a
kız kulesini alırken sancağına
martılar kalkacak denizden
çıkardığı seslerle çarklarında...

yarın sabah saat onda
Taş kızaktan çekiç sesleri gelecek
demiri ezmeye çalışacak işçiler paslı tozlarında
incecik kollarıyla,
yirmi dört vardiyası çoktan bitmiş olacak
uykusuz gözlerin mahmurluğunda...

yarın sabah saat onda boğaz sisli olacak
kılavuzsuz geçecek koca koca şilepler
bir tek yalılar korkacak
birde yüz yıllık çınarlar
sosyete barlarının arasında...

yarın sabah saat onda
sen çoktan gitmiş olacaksın İstanbul’dan
İstanbul sensiz kalacak
ben ise
avutuyor olacağım İstanbul’u
sensizliğin kollarında
yarın sabah
saat
tam
onda...



Dr.Kamil AKSU