Gözlerin kara,
Sözlerin yara,
Kardeş ettin beni dört duvara;
Leylim leylim...

Al yazmanı bana çok,
Aç kalbini bana tok,
Yegâne aşkımı kalbine ok,
Temiz sevgimi her zaman yok saydın; Leylim leylim...

Kömür gözlerin bir düşkün halıma kör,
Aç sinemi hele, kim var orada gör !
Kalbime giren ehliyetsiz bir şoför;
Leylim leylim...

Aşka zam mı geldi benden habersiz ?
Senden ırak bil gözlerim renksiz,
Beni bırakma çaresiz, aşkına meteliksiz;
Leylim leylim...

Nikâh masası olacaktı en son netice,
Bir de kızımız, adı da Hatice.
Takvimler tüketecektik hani nice nice;
Leylim leylim...

Muhabbet kuşlarımız artık perişan,
Tutamadım elimde, kim bilir hangi avcı aldı nişan,
Nerde şimdi o deli deli savaşan;
Leylim leylim...

Bağladım mı kollarında söyle karaları ?
Lokman, hekim mi saracak senden kalan yaraları ?
Gel silme ne olur o güzelim anıları;
Leylim leylim...

Sürgün ettin o kırılası kalbine beni,
Mecnun edip çölde, çok gördün gölgeni,
İsterdim, isterdim ömür boyu beni sevmeni;
Leylim leylim...

Turnalar ne zaman göç etti bilmem,
Seni benden aldılar ya, bir asır gülmem,
Hani olacaktın sen her yarama merhem;
Leylim leylim...

Çok sevdim artık kalbim dayanmıyor,
Hasretin yüreğimi hançer hançer dağlıyor,
Bak, bak gözlerim çeşme çeşme ağlıyor;
Leylim leylim...

Serhat’ın gayrı kesildi soluğu,
Yardan bulamadı hiç mutluluğu,
Bari, bari çok görmeyiver bana dostluğu;
Leylim leylim...


SERHAT ERTAŞ