7
Yorum
2
Beğeni
4,8
Puan
1599
Okunma

kara dağlar ıslık çalarken bahtımıza, ince ince
okyanus misali yatıya kalmış bulutlar
çullanır üzerimize,Eğin geçidinde
yamaçlar it pususu
yoksulluk avcumuzda pıhtılaşmış kan
tılsımına dönerek akar Karasu....
murç kıvılcımına pes etmiş tüneller
ve,boz yılanın avına şahlanması gibi
bilmem hangi hasrete asılır trenler....
gezginler gelir,gezginler geçer,ışıklı şehirlerden
makine tutarlar bize pencerelerden
bacağımızda el dikimi Nazilli pantolonu
el sallamamızı isterler
olurken;siyah beyazlara konu.....
üç katır yükü buğday,senemizin umudu
una dönerken balyoz izli taş
Fırat’ın bize;
tek sunduğuydu....
mavzer kovanlarını tanıdık,kurtuluştan kalan
çekirdeği fırlamış içinden
barut hakkı sevda
tetik düşümü eder ciğerden
yapışmış gölgeler görürüz,her gün sönümü şafakta
gerçeğine oynanmış,drama sahnelerinden....
Fırat;oynatma cinlerini desturuma,yeter gelme üstüme
sende kalsın çocukluğum,istemem verme
yeterki;
ağıt olma taze gelinlere,soğana muhtaç yiğitlere
barış türküleri söyle
barış türküleri söyle.................................................Kasım
5.0
83% (5)
4.0
17% (1)