9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2191
Okunma

Tüm şiir dostlarımın bayramını kutluyor sevgiler gönderiyorum.
BİR BAŞKAYDI BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZ
Bir başkaydı bizim çocukluğumuz
Gazozlarımız vardı şişelerde,
metal kapaklı.
Yoktu metal kutulardaki içecekler
Ve yoktu üzerlerinde eşit çeşit şans numaraları
Bizim bildiğimiz şans numaraları sadece
Şans ,Talih, Kader ,Kısmet diye satılan ve
En büyük hediyesi çikolata ve gofret olan bir oyundu
Ha birde Milli piyango denen o kağıtlar
Milli piyangoyu yılbaşı günleri olur sanırdık
Sanki şans insanlara sadece yılbaşında gülermiş gibi
Bir dönem geldi televizyon denen bir kutu ile tanıştık
Tele/safirlik dönemleriydi o zamanlar komşularımızla olan misafirliklerimiz
Sokak satıcıları geçerdi daracık sokaklarımızdan, nara ,figan
Kimi bağırırdı Simidiye, taze gevrek , çıtır diyerek
Kimi iğde, leblebi satardı o küçük yüreklere ,
Eski giysi ,plastik eşya karşılığı.
Birde Allı güllü macun , elma şekeri ve kos helvalar.
At arabaları vardı caddelerimizde, nal sesleri ve tekerlek tıkırtıları ile
Ekmek taşırlardı buharları üzerinde,
Buram buram kokardı o zamanlar ekmekler.
Francala denirdi hani yeni çikmıştı , Şehir ekmeğiydi yani
Birde taşımacılık yapan at arabaları vardı. hani arkası biraz uzunca olan
Asılırdık arkasına, arabacının bağırmasına ,
kırbaç darbelerine aldırmadan.
Daha çok kış aylarında duyardık bozacının sesini
Küçüktük,korkardık o gür sesinden.
Ne dediğini bile anlayamazdık çoğu kez
Birde omzunda askısı ile yoğurt satan amcalar ve teyzelerimiz vardı
Görürdük her gün kendilerini, tanırdık tanışmasak da.
Nereden geldiklerini bilemezdik bunca satıcının mahallemize.
Çocuktuk;
Akşam hava kararınca bitmezdi günümüz
Kapanmazdı virane yapılarda çalışan bakkalımızın kepenkleri
Peynir, yoğurt kokardı bakkal önleri
Ama yürekleri temizdi , Yufkaydı bakkal amcaların.
Bilirlerdi yolu yoksulu ,
veresiye defterleri hep kabarıktı o yüzden
Çocuktuk; tek derdimiz oyun.
Aramazdı anne babalarımız hava kararınca.
Bilirlerdi onlarda mahallemizin oyun alanlarını.
Elleri ile koymuş gibi bulurlardı istediklerinde
Yoktu bir şeylerden korkumuz ,
akşamın karanlığı da gündüzdü o zamanlar
Sesimiz taaa evlerimize dolardı saklambaç ,kuka oyunları oynarken
Yokluk, yoksulluk usta yapmıştı bizleri.
Kendimiz yapardık oyuncaklarımızı ne bulursak
Telden arabalarımız, araba lastiklerinden çemberlerimiz olurdu.
Nasıl yarışırdık en güzel uçurtmayı yapmak için
Ne büyük bir heyecandı emek verilerek yapılan uçurtmanın uçurulması
Sanki havalanan uçurtma değil, bizim mutluluğumuzdu.
Onunla birlikte biz de havalanır adeta bulutlar üzerinde gezerdik, umutlanırdık,mutlanırdık.
Bir başkaydı bizim çocukluğumuz,
Daha bir saf mı idik, daha bir temiz mi ne?
Kapıları kapanmazdı mahallemizdeki evlerin, kilitleri vurulmazdı hiç
Kapılar da ne ki , Gönülleri de zengindi komşuların
Birinde pişer mahallelinin hepsine düşerdi özel yapılanlar
Paylaşılırdı bir lokma ekmekte bulunduğunda,tıpkı acılar gibi
Oysa şimdi biz mi bozulduk yoksa dünya mı?
bir muamma
İçecekler girdi teneke kutulara ,
İnsanlar kapıldı kolay yoldan para kazanma hırsına
Umutlarını bağladı şans oyunlarına ,
unuttu emeğin tadını
Oyuncakları hiper marketlerde ,tekno marketlerde artık hepsinin
Her evde bulmak mümkün televizyonu, bilmem neyi ,
Yok artık eski Tele/safirlikler
Cirit attığımız sokaklarda yürünmez oldu otomobil enflasyonundan.
Sokak satıcılarımız da yok artık akşamları bizi korkutan
Onlarda çürümüş demek zaman denen çarkın dişlilerinde
Çocuk sesleri de kalmadı artık mahallelerde geç vakitler
O yüzden anneler hiç merak etmiyor çocuklarını
Çünkü hava kararınca çıkmıyorlar dışrı
Kilitler vurulmuş,
Tıpkı evleri gibi açılmayasıya gönüllere
Bizim zamanımızda bir başkaydı çocuk olmak
Bir başkaydı mahallelerde yaşamak,
Bir başkaydı insan olmak
ve birbaşkaydı o tadı almak.
Bir başkaydı, bir başkaydı ne bileyim!
Özledim şimdi.
06.02.2008
Cemil YILDIZ
5.0
100% (6)