36
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2055
Okunma

bir aralık şöyle dedim içimden
bir ocakta
Halil İbrahim sofrası dünya
aylara döner isek şubatmıydı ne
hakiykate doğru gönül yollarında
kor alevlerin yangınların vız gelir telaşı içindeydi ömrüm
hangi ayın hangi yılın hangi günün farketmediği andı ölüm
önce gecenin karanlığını kaldırdım üzerimden
yirmidört saat ti günüm
eritiyordum her gün geceyi tan yerinde
güneş yeniden batana kadar
nekadar yürüyebilirdim ki / kızgın kumların üzerinde
o çöl sıcağında çıplaktı / sürüngen / yalın ayak
safinaz bahçeleri susamış / çatlak / toprak
yara almış gönlünden bir bandıralı gemi
tavşan kanına demlenmiş bir çay sabahı
kainatın sessiz sedasız çığlığı kulaklarımda
umursamaz bir tavırla bakıyordum / sabahın demine dem
alevleri yakıyordum yüreğimde sensiz
bir kurşunun gönül duvarını deler talan edilir gönüller / suskun
içimden haykıramadığım zamana yeminler olsun ki
namertlere kucak açmış o günler / kahrolsun
geldiğim gibi gideceğim biliyorsun / çırılçıplak
şakağına sıkılmış bir kurşun gibi / zaman lacivert kızıl
en koyu karanlığında harmanlanan gecenin
güllerin / bir bir düşürüldüğü kaldırım zemin
insanım diyerek yaşar / bumuydu ebedi yemin
Siyah gülüde severiz biz / yeter ki gül olsun!!!!
haydi gönlüm toparlan / vakit geldi artık / biliyorsun!
yolcu yolunda gerek.
5.0
100% (26)