10
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1396
Okunma
.......................................................................................
Yürü Yiğit Yürü Yol İlen Yürü
Yürü yiğit yürü yol ilen yürü
Ağustosta erir dağların karı
Gayet güzel olsa yiğidin yârı
O yiğit yanına nazınan gelir
Yürü yiğit yürü yolundan kalma
Her yüze güleni dost olur sanma
Ölümden korkup da sen geri durma
Yiğidin alnına yazılan gelir
Sana derim sana ey kınalı taş
Çözümden akıttım kanlar ile yaş
Göllerde oynayan iki yeşil baş
Göllerin safası kazınan gelir
Misis köprüsünde kollarım bağlı
Ayrılık elinden ciğerim dağlı
Göksun’a varınca Bayazıtoğlu
Sana gelen beyler sözinen gelir
Dadaloğlu’m der kollarım bazılı
Atım gök kır attır yanım tazılı
Gelir koyunları yanı kuzulu
Karışmış sağmalı yozunan gelir
.......................
DADALOĞLU
.......................
Dadaloğlu
Dadaloğlu’nun doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber eldeki kaynaklardan 1785-1868 olarak belirlenmiştir.
Yani Dadaloğlu’nun 18.yy’ın son çeyreğinde doğup 19.yy’ın ortalarında öldüğü bilinmektedir. Güney illerinde dolaşan Türkmen topluluklarının Avşar boyundandır.
Yaşamı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız Dadaloğlu’nun şiirleri yazılı kaynaklar aracılığıyla değil sözlü gelenek sayesinde bugüne ulaşmıştır.
Bir başkası da şöyle yazıyor onun için:
Dadaloğlu, Osmanlı Devleti‘nin Anadolu Türkmenlerini iskan politikasına tepki olarak doğmuş isyanlarda yer aldığı anlaşılan tanınmış bir halk ozanıdır. 18.yy’ın son çeyreğinde doğup 19.yy’ın ortalarında öldüğü bilinmektedir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber eldeki kaynaklar 1785-1868 tarihlerini göstermektedir. Dadaloğlu, Güney illerinde dolaşan ve Toros dağlarında Kozan, Erzin, Payas yörelerinde yaşayan göçebe Türkmenlerin Avşar boyundandır.
Yaşamı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız Dadaloğlu’nun şiirleri yazılı kaynaklar aracılığıyla değil, sözlü gelenek sayesinde bugüne ulaşmıştır. Asıl adı Veli olan ve Türkmen-Avşar aşıklarının önde gelenlerinden biri olan Dadaloğlu, Kul Mustafa mahlasını da kullanan Aşık Musa’nın oğludur. Az da olsa eğitim almıştır. Avşar beylerinden Küçük Alioğlu, Sırkıntı beylerinden Murtaza Bey ile Kozanoğlu’nun yanında imamlık, katiplik yaptığı anlatılır ama bu konuda yeterli bilgi yoktur. Daha çok Gavurdağı ve Ahır Dağı yörelerinde yaşadı. Çukurova’yı, Toroslar’ı, Orta Anadolu’yu dolaştı. Şiirlerinde göçerlik koşullarını, döneminde orta Anadolu’da hüküm süren aşiret kavgaları ve aşiretlerin Osmanlı Devleti ile savaşlarını duru ve yalın bir dille yansıttı. Dili Anadolu Türkmen boylarının kullandığı halk Türkçesiydi. Dadaloğlu Anadolu’nun halk şiiri geleneğine damgasını vurmuş en önemli sanatçılardan biri olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin göçebe olan Avşar, Karsantı, Sırkıntı, Bozdoğan, Kırıntı, Berber, Menemenci gibi Türkmen aşiretlerini yerleşik hayata geçirmek için verdiği uğraş, yer yer başkaldırılara ve çatışmalara neden olmuştur. Dadaloğlu’nun şiirleri, yerleşik yaşama geçmek istemeyen Türkmen aşiretlerinin çığlığı ve sözlü tarihi sayılabilir.
Mezarı Kırşehir‘ in Kaman İlçesi’ndedir. Biter Kırşehir’ in Gülleri Biter adlı türkünün söz yazarı olması, mezarının Kaman’ da bulunduğunun bir ispatıdır.
.......................................................................................................
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-13-)(-)(-)(
Seven sevdiğinin anlar dilinden
Küçük bir tebessüm göz ilen gelir
Boş boş söylese de bir mana vardır
Anlar buluşmaya söz ilen gelir
Sözünden bir ibret alınsın deyi
Gülizar içinde salınsın deyi
Nereden geldiği bilinsin deyi
Gittiği yolundan iz ilen gelir
Gün olur bir sevda gelir başına
Bazen zehir katar tatlı aşına
Tutulup güzelin kalem kaşına
Gönlünde bir avuç köz ilen gelir
Güldükçe yüzünde gamzeler açar
Seven yiğit ise kendinden geçer
Gönülden sunulan bir bade içer
Bazen de ilkbahar yaz ilen gelir
Yeni olgunlaştın henüz çığ idin
Amma yiğitlikte koca dağ idin
Yeni sevdalanan böyle yiğidin
Cananı yanına naz ilen gelir
Bülbül’ün çilesi güle zâr ise
Sevdanın gömleği ataş nâr ise
Güzelinde meyli onda var ise
Koşarak uçarak haz ilen gelir
Lüzumsuz unutmaz böyle dostunu
Karşıdan bakınca anlar kastını
Muhabbet bağına serip postunu
Elinde inleyen saz ilen gelir
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (2)