3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1083
Okunma

dumanı esir bir sevda yanığısın, zihnimin al yuvarlarında
aksi yönde her firara teşebbüste
yakalanıyorum yine imzasız bir ihbarla
yuvarlak yalanları alıştırdım nasılsa kıskançlık masallarına
uzaklaşamam ondan işte
gönülsüz kaçmam da
bir müddet sonra gönüllü yakalanışlarım da...
ya aklımla ihbarım kavgalı hâlâ
ya da ,küçük olduğundan daha yuvarlak dünya...
metanet kavgalarım boşa düştükçe eziyorsun daha çok
sevda yükünün som ağırlığı senden daha kahırlı o zamanlar
ama söz
dünya dönmeyi bıraksın
unutacağım seni işte o zaman...
kahramanlık türkülerim tükendi de
ben kurtulamadım hâlâ
en ağır yaralar iyileşirken üç beş ayda
bir sıyrık sanmıştım
bilemedim
tüm ömrümden hançerlenmişim oysa...
bir bank önüydü
günlerden cuma...
dalgındım
apansız bir seyrek tonda oldu her şey
kırmızı bir şapka ve saçlarla saklanmış iki çukur
takıldım aniden
düşmedim
gördüm...
anlaşılır gibi değildil
zaman da göz açıp kapayıncaya kadar...
çarpıldım serin bir havada
hem de hiç göz kırpmadan...
uyandım ki;
evet öyleydi
yaralıydım en ağırımdan...
her şeyin ilki epey ağır olurmuş
kurtuluşun da esaretin de...
her yıl uğruna sancak çözdüğüm
işte şu zıpkın gibi bakan yeşil gözler!
ilk tesadüfler hep bayramdır evet
ama şu kurtuluş törenleri çok yıkıcı ,çok berbat ve kördüğüm...
şehrimin tüm kilitleri sana bahşedilmişken
kırık kanatlı kapılara, mahrem izler değiyor şimdi
ne çok hız düşkünüymüşsünüz, unutma özürlü yıllar
ve sen
yolcusuz tramvayın karanlık birinci sevda tüneli, zaman...
oysa,dün gibi çayıma kattığım gülüşler
martılara attığım simitlerdeki diş izleri, susam kokuyor hâlâ
bak burada da gülmüşsün yine objektife!
arabım sürgünde hâlâ; dumanım cigaramda voltalanıyor
oysa üç kuruşluk bir bakıştı attığın, göz boşluğundan
kısa mesafeden vuruldum işte sana ,tam şuramdan...
hayat aslında
gözünün önündeki kirpik kadar görünmez
masaldan düşmüş bir toz tanesi kadar ufacık
ve uyurken nefes alıp vermek kadar boş!
bu sevda dedikleri olmadan...
yine yoksun ya işte
hâlim, ondan toz duman...
ToprağınSesi
5.0
100% (5)