6
Yorum
1
Beğeni
4,9
Puan
1273
Okunma
içiyorum yeşilinden,kırmızısına göğün pınarını
sanki yarasa kollu parşömen bir demlik
ya kanıma değiyor dili, ya zehirli bir zemberek
içim dışım bildiğin gibi değil
ahvalinin güdüsü,vesikalı çakma bir bahar gibi mübarek!
_çok soğuk_
mevsim,artarak eksilen bir panayır döküntüsü işte
_adı aşk_
cambazlar dönüyor aşkın tembihli kulvarında
düşe meyilli bir kumar bu
düşenler ölmüyor buralarda
sevda kırığı, camekan seyirciler
bir yokluğun pazarında camgöz dilenciler
yürüyorum yine, özlemine doğru
kim, ne karşılar belli değil
bir tokadın palazı belki
belki de andavallı bir hüzün
avuç içi geliyorum yine sana aşk
bir sandviç arası bile olsa(n) yeter...
(...Özlemin federe bayrağı dalgalandıkça alnımın dikine dikine
göz demem o salıncağın mahpus haline! Bahar demem Yaz demem karantina beyazlı kışlara! Mahkumun işte hâlâ , kuyruksuz uçurtma misali kısa panjurlu o bir çift çivit mavisi bakışlara...)
ToprağınSesi
5.0
86% (6)
4.0
14% (1)