6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1101
Okunma
Biliniz ki mârifet, iltifata tâbidir
Sanat barınır sanma, rağbet görmeyen yerde.
Güvenme boş şeylere, ben şuyum, buyum diye
Öyle ol ki ak yüzün, kara çıkmasın or’da.
Peşindeydi işçiler, sâde ekmeğin, aşın
Karnını doyurmaktı, hem yazın, hem de kışın
Şili’de yeraltında, kalan işçiyi düşün ()
Her kim olursa olsun, Rabbim koymasın darda.
Ona câzip geliyor, küfrün kerih kuyusu
Kaplamış tâ özünü, cehennemin büyüsü!
Basîretle birlikte, bağlanmış beş duyusu
Kalp gözüyle birlikte, açılsın birden perde.
Adâlet O’nun işi, hiç kimseyi kayırmaz
Sağ elinin verdiğin, sol eline duyurmaz
Âşık gerçek âşıksa, bir an olsun ayırmaz
Can boğaza gelse de, sevenin gözü yâr da.
Sonunda giydirirler, kefen denen bir mintan
Makam/mevkî fark etmez, ister şah, ister sultan
Biri öldüren komut, bir diğeri dirilten
Nice hikmetler gizli, çalınacak o sûr da.
O iyiler, o iyi, atlara binip gitti
Gayrı meşru ne varsa, elin tersiyle itti
O evsafta insanlar, ya az kaldı, ya bitti
İstikâmet üzere, yaşayan zatlar ner’de…?
15/10/’10
Hanifi KARA
() Şili’de; 33 kişi, 96 gün, 700 m.
Yerin altında kaldı ve 2000 civarında gazeteci izledi.
5.0
100% (2)