O’nun
Çarşafa düş(e)meyen kanının ilmeğinde boğdular gözlerini,
Özlemlerini de hesaba katarsak
Yaşı anca on yedi…

Ayşe ya da Fatma
Âdem den olma
Havva dan doğma
İsmi önemli mi nikâhı toprağa kıyıldıktan sonra…


Karnı sıpalı
Sırtı sopalı yazgısını silmeye
Yetmedi mi ellerinde büyüttüğün günlerin?
Söyle küçüğüm
Ruhum rüştünü ölüm gününle ispat etti nasılsa,
Annen bir tas çorba kaynatmasını öğretirken
Es mi geçti tokatların yankısına nasıl dayanacağını?
Bacaklarının arasında palazlanan cennette
Tanrıya kul yaratma ayrıcalığı verildiğinde
Kutsal bahçende hükümdarlık kurmaya çalışanlara dayanacak güç
Verilmedi mi bebek beleyen kollarına?


Sende sakladın mı yoksa
Geceleri anacığın bir cinnete kurban gitmesin diye
Yastığın altına kurban bıçaklarını,


Ağzı salyalı namus bekçileri
Şehvet taşlarıyla recm e layık gördüklerinde seni
Sütten kesilmiş miydin acaba?


Âdem den olma
Havva dan doğma…
Adın Ayşe ya da Fatma…


Bilir misin ki
Kaç kere düştüm ben gönlümün kıyısında büyüyen uçurumlara
Kaç kere şiire yattı bedenim
Belki çiçeklenir ölüme yatmalar umuduyla,
Kaç kere gül bitsin istedim
Babamın vurduğu yanağımın çukurunda…


Oysa sorsan;
Büyüyebilecek kadar şanslıydım
Yaşayabilecek kadar cüretkâr
Düşünebilecek kadar küstah ki
Havadaki eli yakalayabilecek kadar dayağa aşikâr…


Ramazan dan olma
Makbule den doğma
Adım Aylin ya da Asya
İsmimiz önemli mi nikâhımız toprağa kıyıldıktan sonra?



Aydın’2010...
Aylin Başdemir