2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3738
Okunma
Bir duygu ki, mahiyeti belli açıklaması zor.
Ne acımak gelir akla ne de gülmek lisana.
Bir ızdırap mı?yoksa içine düşülmüş olan,
Ölüm anı mı? acep hayatın son deminde,
Tabiat’a bakmak mı?tefekkür’i duygularla
Aslana, ceylana ve daha sayamadıklarıma,
Rabbim dercetmiş işte bu cesedin içine
Sen farkın da değilsin ruhuna işleyen bu hale
Ağlamak istiyorum,kainatı inletircesine bağırarak
Semaya açılan ellere gözyaşıyla eşlik edercesine
Koşsam yetişirmiyim?son limandaki gemiye
Bulurmuyum ki o arzuma cevabı mavi derya da
Gelen kara trenin içinde mi?ki acep beni görmeyen
Seslensem işitir mi?sesimi bu taş kaldırımlarda
Halimden anlamadımı ki?sessizce gitti karanlıkta
Gitmek peki nereye kadar? ne zamana kadar?
Hayata bakmak,su gibi kıvrılışını izlercesine
Ağaca bakmak o kesif topraktan yeşerircine
Fezaya bakmak görmek ile olan farkını ayırarak
Bak her yere,kainatın her demine onu göreceksin.
Verilen rızk sanki, gel de beni al ye der gibi
O küllü şefkat iyi,kötü,güzel,çirkin demeden
Karşılık beklemeden vermek,işte bu olsa gerek
Hakiki mal sahibini bulmak ona teslim olmak gibi.
Mustafa DOĞAN
5.0
100% (1)