Yenilikten hayli uzak
Yinelenmiş bir manzara
Hayat düzenekli tuzak
Gelmedi gitti nazara

Hayat
Evet sen
Veresiye tutmayı bırak
Hamasîlere adım girmiş
Karşımda önünü ilikleyeceğin yerde
Bu pervasızlık da ne

Bırak
Bırak ki nefes alayım
Zayiat yerine
Hayratlarım olsun
Uğraşlarım var
Hayallerim, emeklerim, beklentilerim
Bir de ekmek arası keyfim var
Yanında da bir baş soğan
Uğraşma
Uğraştırma

Ey sırrımı verdiğim gece
Göz yaşıma doyan yastığım
Lâl dilim
İntizarım sizedir

Ya siz
Hayatımı terk eden
Beyazlar
Madem yollarımız ayrıldı
Saçlarımda ne işiniz var

Aleyhime sırıtışlar
Can sıkıntıma sebeptir
Hayli cüretkâr suratlar
Asabîlik nedenimdir

Evvel
İçlerinde ukde bıraktığımdan olsa gerek
Beyefendiler
Tek tük de hanımzâdeler
Bugün benle
Külhanbeyliğimle
Harbe niyetliler

Ulufelerinizi kimden alırsınız bilmem ama
Söyleyin ederinizi
Elde edelim sizi

Avareyim bu aralar
Gezmede değil ki gözüm
Ar eşiğimi aralar
İleriye gitmez sözüm

Harcıâlem bedenler
Her yan haşarat
Nedir bunlar neyin nesidir
Yüzleri kin
Düşleri nefret
Hasetle kaplı yürekler
Potinlerimle yarıştalar

Şimdi
Musallat oldu gaipten sesler
Sanırım
İmtihan bitiyor
Çağrılıyorum


Töhmetim meçhul
Ne için yargılanırım bilmem
Hadi artık sözü uzatma kadı
Kes ve
Kır kalemi
Kes ceza-ı infazı


Sur’a lüzum yok
Selâ okuna dursun
Siz alın abdestinizi
Ben başımla beraber
Sessizce
Kendimce
Gideyim

Vakt-i sûkut...


Bekir Keskin
/ 2010