5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1083
Okunma
her çocuğun gökyüzü ve denizi, tanımazmış aynı maviyi...,
çocuklar gördüm bu sabah, ellerinde fırçaları, yan-yana sıralanmışlardı
boyamaya hazırdılar önlerindeki manzarayı, köy yollarını, orman ve dağları
nasıl anlatayım ki sana, sel gibi taşan heyecanlarını…
gökyüzünden başladılar boyamaya, sonra yeryüzünde gördükleri her şeyi
ağaç dallarının yapraklarını, dağ doruklarını ve sonra denizi, çok uzaklardaki
seninle de paylaşmak istedim, o kadar güzellerdi ki…
sonra da geçtim aynı manzaranın karşısına, karşılaştırdım boyadıklarıyla
belki inanmayacaksın ama renklerin hiçbiri aynı değildi, manzaradaki aslıyla
görseydin, bu şaşırtıcı gelmez miydi sana da…
yani uçurum rengi gökyüzü, bulut tonunda yeryüzü ve gökkuşağı gibi deniz
demek ki size görünenler değil, asıl olan bir çocuk gözüyle sizin gördükleriniz
sen ne dersin canımın içi… ya sizler, sizler ne dersiniz…
ister misiniz hemen şimdi bütün renklerimizden, bir kış dalı gibi soyunarak
sonra yeniden bahar çiçeği olup açmak, tahriksiz meleklere benzer, çırılçıplak
sen var mısın, var mı içinizde şimdi bu oyunu oynayacak…
yoksa ben aldım başımı gidiyorum, güneşi bir heybe gibi yüklenerek sırtıma
yürek gözleri ile görüp boyadıkları manzaraları, tamamen bırakarak çocuklara
sen de geliyorsan gel benimle, haydi gir koluma…
biz şimdi her çocuk için aynı aydınlığa yürüyoruz, kaçmıyoruz ki....
Cevat Çeştepe
5.0
100% (7)