kalbimin üstüne düşen papirüs anlattı bana herşeyi bahçedeki çocukları aradım lambanın ışığında direndi avucumdaki çiçek ölü toprakta yağmurun gözüne baktım ağladım
..
ellerini açan adam tanrıların gözünde gördü atların yelelerinde rüzgâr tutuldu kuşların kanatlarında makas düşen süvariler vardı evlerden
ah guernica karanlığın altında inleyen kent ay utandı kendi yansımasına çekti kendini başı düşen melek uyudu boşluğa haykırdı kadın harabelerin içinde
Aysu
Paylaş:
7 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"Guernica, tıpkı bir gazeteci gibi kayıt tutar. Bu korkunç terör anını o şehirde yaşayan kadınların bomba düştüğü zamanki ifadesini tespit eder. Kadınlardan birinin kucağında birdenbire hayatını kaybeden çocuğu vardır ve göklere doğru feryadı yükselir. Yani bu tamamen hayvansı bir tepkidir ve kadının bu mızrak başı gibi kılıç gibi sivrilmiş dili de onun acısını dile getirir. Burada ise hem iç hem de dış dünyadaki sesleri duyar ve dışarıya doğru koşar. Dışarıda neler olup bittiğine bakmak ister. Elinde bir lamba tutmaktadır." Prof. Robert Rosenblum
Bu alttaki de bizden (Biraz espri olsun diye yazıyorum, bir forumdan aldım bu diyaloğu)
Emirgan'da Sabancı müzesinde bir sergisi vardır. sakın gitmeyin dediğimdir. sayesinde kadınlardan nefret ettim . makara yapmak için giriyorsanız öğrenci bilete 3 milyoncuk verin gülersiniz biraz. kübizmin ne olduğunuda iyice anlarsınız.
makara yapmak için sergiye giden üç arkadaş arasında geçen diyalog...
-...lan metin ne resmiymiş lan bu? -...bak yanında yazıyo...gitar çalan şapkalı kadın ! mış. ...hııı . -...olum ben gitarı göremedim? -....gitar yok da! ben şapkayı da göremedin ? -...olum burda kadında yok !?
Resimi bırakayım artık, şiir enfesti.
Sabancı müzesindeki Picasso sergisindeki profların konuşmalarını yazıya çevirdik geçtiğimiz haftalarda. Yakında kitap çıkacak, müthiş bir sanat kitabı olacak. Tavsiye ederim. Oradan öğrendim ki; Picasso direnişi simgeleyen sıkılmış yumruk imgesini bu tablodan daha sonra çıkarmış. Sosyetenin yaşadığı ortamlara geçtikten sonra üretkenliği düşmüş ve eski ressamların tablolarının kübizm versiyonlarını yapmaya başlamış. Hatta kendi ilk başlangıçtaki resimlerinin de yüzlerce versiyonunu yapmış. Yani bir resmin yüzlerce versiyonu ve eskizi.
Çok çok özürler gerçekten, resmi bırakayım dedim yukarda ama çok yakınlarda hakkında çalışma yaptığımız için oraya odaklanmışım yine. Resmi çok sevdiğime bağışla...Hiç bu kadar çenem düşmemişti.
guernica: pablo picasso nun ünlü tablosu. onun bunun çocuğu francesco franco nun benito mussoloni nin hediye ettiği bombardıman uçağıyla guernica köyünü dümdüz ettikten sonra bu hazin olayı anlatmak için yapılmış… aynı zamanda xx. yüzyılın en önemli protestolarından birisi.. “ genelde çağdaş savaşa, özelde faşizme karşı bir tepkidir. tabloda düşman yoktur, kahraman yoktur, uçaklar, bombalar, olayın geçtiği yeri ya da tarihi anlatan bir şey yoktur, ama yine de doğrudan bir tepkiyi en derin ve en sert biçimde yansıtmıştır bu yapıtında picasso. tabloda her öğenin belli bir anlamı vardır: yerde yatan kılıcı kırılmış asker, çığlığı gökyüzüne saçılan başını kaldırmış genç kız. ve biz, o tablonun guernica daki kıyıma karşı, savaşa karşı barışın çığlığı ve öfkesi olduğunu biliriz.” guernica tablosu ile ilgili bir anektod ..
“1938 yılında paris te, fransa da görevli bir nazi subayı, picasso nun seine nehri ne bakan saint augustin rıhtımındaki atölyesine gelir. tabloları inceler. sonra guernica nın versiyonlarından birinin karşısına geçer. dev boyutlardaki (7,77x3,50 m) tablonun versiyonunu uzun uzun seyrettikten sonra yüzünde iğrenir gibi, küçümser bir şaşkınlıkla picasso ya dönerek "bunu siz mi yaptınız?" diye sorunca, picasso nun yanıtı bir tokat gibi patlar: "hayır, siz yaptınız!"
ömür boyu savunduğu düşüncelerini şu sözleri özetler picasso nun:
"bir sanatçının ne olduğunu sanıyorsunuz? bir ressamsa gözlerinden, bir müzisyense kulaklarından, bir ozansa yüreğinin tellerindeki lirlerden, hatta bir *oksörse kaslarının gücünden başka bir şeyi olmayan bir budala mı? tam tersi. sanatçı, ister acı ister tatlı isterse sıkıntılı olsun, bu dünyada olup biten şeyleri her zaman bilen ve bütün bunlarla kendisini biçimlendiren siyasal bir varlıktır. benim bu davranışlarım, yaşamımın, çalışmalarımın mantıksal bir sonucudur. resim sanatı hiçbir zaman, salt basit bir haz ya da eğlence sanatı değildir. ben renkler ve desenler yoluyla, bu silahlarımla dünyayı ve insanları daha iyi tanımak istiyorum. resim binaları süslemek için yapılmaz. o düşmanına karşı, savunucu ve saldırıcı bir savaş aracıdır. (...) ben ölüme karşı yaşamın yanındayım, savaşa karşı da barışın!"
çirkinliklere protesto güzelliklere çağrı idi şiir şiir.. kutladım gönül güzelliklerini sevgili Aysu..:).. iyi ki varsın iyi ki yazıyorsun sevgili Aysu..:) sevgim saygımla hep...
bahçedeki çocuklar kanat çırpmışlar maviye ve avuçlarındaki direnen çiçek kardelenin ta kendisi ölü toprakta ise hâlâ savaşını veriyor ruhunu teslim etmeyen cansız bedenler
güzel dizelerdi...yıkımı anlatmak zordur ama başarmışsınız...çağın şeytanları sadece ispanya'da değil her yerde çaılşıyor ama elden gelen bir şey yok...yazmaya devam etmekten başka...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.