Derin bakışlım seni çok özledim
sen mahsum, sen mahsun
gerisi,
iki keçi- köprü hikayesi
geçemezken köprüden
atı alan üsküdar’ı geçti

sen ki,
her evden çıkışında bir kolun eksik
bir ayağın da eksik
kendine ait olmayan yuvanda
sırtın açık
neden sırtın açık dinle
dinle derin bakışlım
hani
her ihtiyacında
yanından hiç ayrılmayan annen var ya
ona uzanırken minik ellerin
birde sırtını dayamalıydın
baba denilen o büyük güce
ayakların sağlam basmalıydı yere
o zaman nasıl meydan okurdun evrene
güç babadan, şefkât anadan alınır derin bakışlım

para
el kiriydi eskiden
şimdi
yürek kiri para
soğuk duvar, para
ölmeden morgta insanlar
Derin bakışlımı üşüten ne ?
hepsi bir hikaye
nereye kadar bu ayrılık
söyle nereye

davetle geldin bu dünyaya
zorlamadan kimseyi
Derin bakışlarınla ilk baktığın gün
anne- baba, dedeler-nineler
birde halalar-dayılar-teyzelerin
mutlulukları yankılandı
çığlıkları kardeşti birbirine
sonrası, ya sonrası
harç bitti yapı paydos

bir benlik davası
yürekleri bile inanmazken kendi sözlerine
herkes haklı, herkes güçlü

bir içten baksalar
ahh bir içten baksalar
derin, derin
derin gözlerine
hak ta sende, ar da
özde sende, yüzde
sensin dünyanın merkezinde
Derin bakışlım seni çok özledim.



27 eylül 2010/nilgün kurt