tek gözü kapalı pamukla Mısır’a girerken Kaygusuz Sultan ve mahiyetinde 40 kişi Fatır suresini hatırlatıyordu aslında şimdi termometre 39’u gösterirken güneşin altında güvercin yemi satan çocuk Kaygusuz Sultan ve yoldaşları olmuştu o güvercinlerde sanki
ishak,perşembe,ramazan ayının 2. günü oruca niyet etti Tanrı rızasına ve büyüklere özenerek 9 yaşında 10.yaşından gün almış
sniper’lar gördüm namlular yem satan çocuğa çevrilmiş ve sonra 60 saniyeye 9 gülme efekti verildi neden mi? geyikler program tasarlamış oh ne güzel,otur syret keçi ve ineklerle geçsin diye ömür
Aliaddin Gaybi’nin ardına düştüğü geyik nerde?
şimdi 2010 paparazzilere yakalanma Mikanos çalış yeldeğirmeni Sultan Kaygusuz yeni seferden döndü yanında 41 abdalı
meydanda yem satan çocukta vardı sniper’lar vuramadı.
ozan
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yazan kaleminize sonsuz saygılar... ama telmih olan bir şiirde, şiiri zevkle ve anlayarak okumak için sanırım hikaye hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor. kısacık bir hikaye paylaşılsa daha mı iyi olurdu aceba diye düşünmekten kendimi alamadım. amma velakin verilen mesaj anlaşılıyor.
asıl adı alayi gaybi veya aliattin gaybidi kaygusuz abdal sultan anadolu 14.yüzyıl erenlerindendir miladi 1341 babası alanya beyi karamanoğullarındandır bir tarafı yine anadolu selçuklarına dayanırkendileri gayet kültürlü zamanının tüm ilimlerini okumuş tahsil etmiş ayrıca cengaver bir kişiliği olan biridir 18 yaşında antalya elmalıda zamanını büyük erenlerinden abdal musa sultan hazretlerine talip olmuş onun kutsal öğretisiyle vdergaha 40 sene hizmet etmiş sonra abdal musa sultandan bugünkü anlamıyla izin ve mezuniyet belgesi almıştır1397de mısıra gitmiş orad okul açmış öğretisine devam etmiş öğrenci yani talipler aydın bilge kişler yetiştirmeye çalışmıştırhacca gitmiş hicaz suriye ırakta kutsal ehli beyt mekanları dolaşarak anadoluya dönmüş rumeliye geçmiş edirne yanbolu filibedemanastırda bulunmuştur.1444 yılında hakka yürüyen kaygusuz sultanın nefesleri ve şiirleride vardır dilgüşa bir tasavvufi eserdir nesirleri divanı vardır
yok öyle değil.yanlış anlattım galiba.bence de şiirin hikayesi olmaz.insan o anda veya birkaç gün içinde yazar.benim kastım kaygusuz sultanın hikayesiydi.açıklamak istedim.tabi ki sizin şiiriniz.istediğiniz düzende sunarsınz.biz de saygıyla kabul ederiz.
merhaba teşekkür ederim öykülemeye gitmedim.çünkü o zaman ayrıntıya girmek gerekecekti ve cümleler uzamış olurdu bu sayede bu da şiirin havasından okuyucuyu ayırıyor kanısındayım.yani şiirin hikayesi olmaz diye düşünüyorum arkadaşım.olsa hikaye olurdu.bu şiirin hikayesi şiir geleneğine aykırı bence ama bu sayfalarda oluyor,saygı duyuyorum selamlar
asıl adı alayi gaybi veya aliattin gaybidi kaygusuz abdal sultan anadolu 14.yüzyıl erenlerindendir miladi 1341 babası alanya beyi karamanoğullarındandır bir tarafı yine anadolu selçuklarına dayanırkendileri gayet kültürlü zamanının tüm ilimlerini okumuş tahsil etmiş ayrıca cengaver bir kişiliği olan biridir 18 yaşında antalya elmalıda zamanını büyük erenlerinden abdal musa sultan hazretlerine talip olmuş onun kutsal öğretisiyle vdergaha 40 sene hizmet etmiş sonra abdal musa sultandan bugünkü anlamıyla izin ve mezuniyet belgesi almıştır1397de mısıra gitmiş orad okul açmış öğretisine devam etmiş öğrenci yani talipler aydın bilge kişler yetiştirmeye çalışmıştırhacca gitmiş hicaz suriye ırakta kutsal ehli beyt mekanları dolaşarak anadoluya dönmüş rumeliye geçmiş edirne yanbolu filibedemanastırda bulunmuştur.1444 yılında hakka yürüyen kaygusuz sultanın nefesleri ve şiirleride vardır dilgüşa bir tasavvufi eserdir nesirleri divanı vardır
yok öyle değil.yanlış anlattım galiba.bence de şiirin hikayesi olmaz.insan o anda veya birkaç gün içinde yazar.benim kastım kaygusuz sultanın hikayesiydi.açıklamak istedim.tabi ki sizin şiiriniz.istediğiniz düzende sunarsınz.biz de saygıyla kabul ederiz.
merhaba teşekkür ederim öykülemeye gitmedim.çünkü o zaman ayrıntıya girmek gerekecekti ve cümleler uzamış olurdu bu sayede bu da şiirin havasından okuyucuyu ayırıyor kanısındayım.yani şiirin hikayesi olmaz diye düşünüyorum arkadaşım.olsa hikaye olurdu.bu şiirin hikayesi şiir geleneğine aykırı bence ama bu sayfalarda oluyor,saygı duyuyorum selamlar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.