5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
9056
Okunma
Yağmurda öylesine
ıslandımki
yağmur damlaları ta gözlerimin
içine doldu.
Aniden yakalandım
şemsiyemde yoktu
sığınacak bir yerde
cadde boşalmış
hep işyeri
kepenk indiren gitmiş.
Kapalı mağazalardan
Beyazıt’tan Sirkeci’den aşağı
yağmur iniyor
ben de iniyorum.
Yatsı ezanı
bitmiştiki henüz
camiinin çayocağı
açıkmış Allah’tan
daldım içeri
sırılsıklam
sobanın yanına çöktüm
içeride yok kimse.
Ocakçı gördü beni
çayla geldi
buralı mısın birader
ya Anadolu Yakası’ndanım
işim vardı Beyazıt’ta
adım Hasan
yaz kış camii’ye bakarım
Cemaat dağıldı
bir iki ihtiyar geldi
çay içtiler
sonra ağır ağır
selam verip
çıktılar
ben karşıya gidecek
son vapurumuda
kaçırmıştım.
Hasan
çay ocağından bir kapıdan
içeri
davet etti
beni.
Kendi kaldığı yermiş
burası
soba yanıyor orda da
çay demledi tekrar
imam müezzinden sonra
bu tarihi camii’ye
bakan 3. yetkiliyim.
Odası Şark usulü
özenle döşenmiş
soba gürül gürül yanıyor
Hasan anlatıyor
ben yarı uykulu
merakla dinliyorum.
Saç sakallar aynı uzunlukta
bir hayli uzun
ama temiz
kimsesiz
aslında
hiç evlenmemiş
Aşktan konu açıldı
Allah’a şükür
hiç aşık olmadım
erkenden açtım
lakin
solmadım
aradım
ama
kendime uygun
bulmadım.
Sohbetimiz
sürdü geç vakitlere
kadar.
Baba baba
uyandım
başımda Hasan
hadi kalk bakalım
Sirkeci’den ilk vapur
15 dakika sonra.
Ne insanlar var dedim
vapurda kendi kendime
hüküm vermemeli kimsenin
bakıp dış görünüşüne
garip haline.
dilerim Yüce Tanrı’dan
hiç kalmaz tasan
benim ahretlik kardeşim
Hasankale’li Hasan.
FARUK TABAK
5.0
100% (1)