0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1330
Okunma

Beyoğlu’nun
Arka sokaklarında,
Top oynar çocukluğum.
Her mahalle maçında,
Tartışmayla hırpaladığım,
Çingene çocuğunu unutur muyum.
Ağzımda damak tadı kalmıştır:
Bacak kadar boyumla
Rum Kızı Elly’e ıslık çalışlarım.
Ya beni Rumca terslemesi;
Sinbad’ın sihirli lambasını
Üflemesi gibiydi.
Gençliğimin bir kısmı saklıdır
Haçopulos Pasajı’nda.
Bambaşka duygular vardı, burada.
İki sevgili, el ele, yanak yanağa,
“seni seviyorum” diye kandırdığım,
Rum kızının ahları tutmadı ya.
Bilmem kaç geceler sızıp da
Misafir kalmışımdır Çiçek Pasajı’nda.
Şef garson Cemal Abi’nin,
Büyüklük şevkatini görürdüm;
Sabahın ilk ışıklarında
Derbeder Dursun’u uyandırdığında.
İnci Pastahanesi’nde
Çok profiterolünü yedim,
Ermeni güzeli Seta’nın.
Aşk silahı ile vururdum da
Yine aldırmazdı.
“böyle ölsem” derdi, elleri ellerimde
Başı göğsümde.
Bakmayın
Taksim’in
Alaycı gülümsemelerine.
Bırakın
Bırakın yakamı,
Duygular ve anılar.
Kaçacak bir yerim yok.
Benim halimden
Bir tek istiklal Caddesi anlar…