siyahını grisini doldurup çıkınına
sırtlanır gider gece ardına bakmadan
avuçlarımda saklıdır umutlarım
hüzün akar ayın haleli gözlerinden
yüreğimde közlenen sevdan yanar

zamanın vagonları geçer raylarımdan
çaresiz mihnetler içersinde ezilir ruhum
taşlara yazılmış hikayem silinmez
yapraklardan elem sağar toprağım

geceler yarasa,
içer hayatın kanını
gündüzler hicran yağar
çatıları ıslanır yüreğin
şahdamarı kesilir
hayatın düellosunda
can verir

sevdanın
savanlarını koşamam atsız
kimliğini kaybetmiş adsız

kırık hayallerimle voltalarım
sancılı gecenin ayazını
tutsak parmaklıklarında asılı kalır

bir kırlangıç kanat çırpar
doludizgin akıp giden zamanlara
altı aylık ömrüne aldırmadan

hangi mevsimlerde saklı?
tenimdeki gül kokun
hangi iklimlerde gölgen?
ellerimde hala senin ısın

soluğun gelse ılıtsa yalnızlığımı
eski baharlara koşsak sırılsıklam bir geceden
güneşli sabahlara uyanmanın adı olsa aşk
zaman dursa hiç konuşmasak
vuslat yorganını çeksek üstümüze

gece gözlerinde gün olsam
akşam geceyi sen beni sarsan
göğsümde bir ömür boyu
açılıp da solmayan gül olsan



Saba35