3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1615
Okunma
binüçyüzkırkbir eşkiya zamanlarından öte bir zamandı
paslı kargıların savaşında maviye çalan bir meydandı
mühre girmiş demlerin kördüğümüne sallarken palaları
bileyciler yağlı sicimlerde ustabaşları şeytandı
kybela donlu canları kip bacılar kırılmaz kuzelerle sakalar
bir keseye sığdırılmış azman manda gövdesi azıkla
deldiler uzun kısrak başını diğer uçtan öbür uca
yaman oğlanlardı demir dağlardan gelen koca koca
bunların atları canlıydı tanrı dağlarından dualıydı
körükler üflenip daha erimeden granit kayaları
cepkenlerine doldurdular hasrete dizgin narları
el aldılar dede’nin korkutundan tuttular koca Dünya’nın ucundan
yürek yoktu bunlarda o atımlıydı dururdu
her biri şimşek içer tuğ takınır fırtına solurdu
sevmezlerdi düzlükleri savaşta tuzağına çekilip yenilirlerdi
tam çığlıklara boğulurken kazanan
yeni çıkmış ay gibi tümen tümen geri dönerlerdi
düşene mızrak atmaz harbi döğüşü severlerdi
ne gen’ciyim ne ida’da masalcı dede
nereden nereye geldik aklım almıyor
bu destanı doludizgin yazmaya dilim varmıyor....................Kasım
5.0
100% (5)