47
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
2664
Okunma

/gözyaşımı saklarken gökkuşağının entarisi
sığ bir soğukluk konuşlanacak yanan denizine/
gitme derken
yüreğimin yağmurlarında yıkadım içimdeki tüm keşkeleri
keşke bir şiir olabilseydim duvarlarındaki sonsuzlukta
sensizlik
yokluğuna alev alev inleyen ruhumun
varlığında üşümesi kadar netti
sensizlik
suslara soyunan şiirin
çığlıklar kadar ahraz kalmasıydı
ve
sensizliğin izlerini dikerken ömrüm
bir yangın renkli ipliğin sularında sustu ruhum
saçları kırık sevdanın
üşüyen tellerinden aktı
çocukluğumun masum düşleri
yürüdüğüm kaldırımlara buzullar düştü
sonra ne gölge kaldı ruhu saran
ne de ayazlar
alaz alaz doğma vakti geldi
bahar dokulu duruşlara
dayan yüreğim
dayan
uzak bir seraptı avuçlarına bıraktığım çığlık
görmedin
hadi git şimdi
ateşin közüne ek kardan örtümü
biz olabilecek düşün dağına sus
ve sus/a nar_ı beyzaya
korkuların ardına sığdır yanılgının yakan çığlığını
hangi şiir merhem olacak dizelerin içindeki kesiklere
güle güle diyebilecek kadar kanadıkça yürek
ruhun şakaklarında kangrendir içtiğin hayallerim
ah
bakışının kervanlarına ruhumun yazgısını eş düştüğüm
hadi tut yüreğimden can-ı fermanım…
Mehtap ALTAN
28.07.2010