49
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
4491
Okunma

/su yanarken ıslandı içimdeki ateşten gömlek/
umudumun kanatlarını bir gölge çaldı bugün
hadi dün tut
susuzluğumun yanan ormanından
üzerime düşen yokluğunun yağlı ilmeğinde
uyudu son düş/üm
kuşandığım şiirler
yüreğimin cephesiz susuşlarında kurşun yağdırır
yalınayak hayallerime
ne yağmurdur
ne de fırtına
artık bir iklimin savruluşudur yüreğe ram olan
ruhlarla dans etse de umudun sabrını ören umman
bir garip susuş doğar yüreğimin kanadığı yaralı yakarışa
ya dokunmalı ipin ucundaki seyr_ü destana
ya da bırakıp kanatlanmalı nidasında kayan yaşama
farzet ki derken kanamıştı güllerin nemli yaprakları
o günden beri gecede bir inleyiş doğar sabah sabah diye
kırılgan yerlerime atılan çiziklerin yarası
kendi lehçemde acısını olgunlaştır
yüreğin dağlarına koşarken deli taylar
zaman kıyısızlığına kaybın kefaretini ekler
geçtikçe yolların gül deminden
ruhun vadisinde düşlerini yamar kelimeler
ve her şiir şairinin ruhunu emzirir
gecenin aç bırakan karanlığına inat
hecelediğim ölümün koynuna masumiyeti ektikçe
sana yağan ruhum bir destan_ı huzur doğuracak sonsuzluğa
boş verdikçe hızında susacak zamanın zembereğinde asılan düşünceler
ya bitmeli
ya bitmeli
inleyişinde yok olacak ayışığının son huzmesi
umudu tarumar edenin sinesine çökünce gece
bir efkar düşecek gözlerinin uçurumuna
sonrası geç kalmış ufuklar sancısı
korkularım!
yüreğimin çığlığını cesaretin kınında susturdu
şimdi bir duvar dibinde küskün çiçek ruhum
hadi yaşam akıt damarlarındaki hüznü onulmaz yaralarıma
şiiri vurdular
hüzne bandı gönlümün örselenmiş kıvrımları
ah gecenin teninde masumiyeti aldatan sisli burgular
değmeyin kanadımın serçe düşündeki mor gülüşe…
Mehtap ALTAN
29.07.2010