3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1706
Okunma

Sunu;
Devrin içinde yankılanan çığlıkların çarptığı bir duvardı suretin.
Asılı kalınacak darağacı kıvamında bakışlarını yıkabilseydi ellerim;
Geçmişin hükmünü verir,
Çoktan hücrelerine gömülürdü düşlerim...
Açık görüş yasaklandı şimdilerde
Sümen altı bırakılan her izin
Fikrimi senden bir gün daha uzaklaştırıyor.
Müebbet yemiş mahkûmdan öykünüp
Günleri saymak kadar gereksiz bir eylemdeyim...
I.
Gazete manşetlerine taşınacak cinayetlerin faili olmaya heveslendiğim vakitlerde
Köpek ulumalarını denklediğim kahkahalara çarptı yüzüm;
Fahişe bakışların yükte hafif pahada ağır bedelleriniyse hiç önemsemedim.
Kibirli sokakların
Boyası kavlamış kapılarında
Eşikten destur çekerek geçtim de,
Lakin hiçbir ecinniye eyvallah etmedim...
Sen kimsin?
II.
Ölü kelebekler kanatlarını düşürdüler gözlerime...
Son nefeste silkinerek bıraktıkları yaldızlarla boyadım düşlerimi
Bilmedin...
Direnişin simgesiydi ellerim...
Çapraz tüfek ve şarjörden daha ölümcülken fikrim
Sence ben kimim?
III.
Ölüye can verecek kadar kudretliydi düşlerim
Ve bir masal kahramanını yeniden yaratabilecek kadar renkli
Demem o ki;
Canımdan bir can yaratabilecek mucize verilmişken bedenime
Ruhumu tanrıdan başka kim alabilir ki?
IV.
Şimdi zaman koşulsuz biat etme zamanı...
Dilimde dolanan salâvatların haşmetiyle;
Gizliden bir hal seçiyorum kendime
Gözlerini açacağım gönlümün gölgesinde
Ölümleri ipe dizdim;
Çatlarcasına at koşturuyorum zihnimin el değmemiş köşelerinde...
Ocak’2010 Aydın...
5.0
100% (4)