gri perdenin yanında
gülün kokusu
odanın içinde hüzün
üşür içinde
giyiniksiz dağlar
aşkı tutuşturan kibrit
sönmüş ateşin külü


/en güzel düşler ya da umutlar karanlığın gölgesinde soluklanırken
elem ve keder hem üşür hem üşütür belki de buz kesmiş çocukturlar
öyle pervasızca dolaşırlar.../



eskiz dualar okunur iki kaşın arasına

/içten ve bir o kadar köhne yakarışlar en sonunda kurşuni bir göğe savrulurlar.../




düşlere sığmayan yıldızlar
zemheriye giden serçe kuşları
kaydı saçlarından
gelincik
rüzgara kapılıp kırıldı
deniz kapattı nehirlerin önünü
yaktı tenini tuz

/gerçek ve düş biribirine çarpışırken o gülüşlerini toplayamıyorum
kimsesizliğin teninden.../




pencere pervazında
paslı gıcırtı
sonbahar yapraklarını seyre dalan yüz
bakır yanığı


/ve hazan ve onunla sararıp solmuş yarınsız adam/



sabahın rengi
sunaklarda sessizlik
boynunu uzatan intihar

/her ölüm bir intihardır zaten/




yüreğim uğurla beni
servilerin altına

/ve gölgelerin altında sessizliğimi ve aşksızlığımı dinleyeceğim.../


benim günüme ve yüreğime düştü bile umarım sanatı adına ciddi çalışanlar gerektiği değeri bulur.