0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1507
Okunma
akıyordu zaman
gösterip kıskanç aynasında
öncesizliği ve sonrasızlığı
yakıyordu alnımızı keskin sırlarını döküp
aklımıza üşüşen fizik ve metafizik gelgitleriyle
umarsız ve seçimsiz yaşlanıyorduk...
sürecin içine doğmuştuk bir kere
altımızda toprak fokur fokur güvensizliğe kaynıyordu
üstümüzde gökkubbe çatırdıyordu bilinmezliğe
ecinli bir yaşamın orta yerinde kalakalmıştık
direniyorduk düzensizliğe el yordamı ile
bize bir referans gerekliydi
kendiyle her daim kavgalı
sanrılarla sarmaş dolaş şizofren bir söylem
ya da müzmin ağrıların ilacı pür matematik
aklın kıyısında saltık bir ritüel belki
tanımları bize ait nazik kılavuzlar gerekliydi
kabullenimleri bizim eserimiz olan formüller
yeni yollar açan paradigmalar, olasılıklar...
belki de yazılmamış bir reçete...
yoksa bu belirsizlik bitirirdi bizi sonunda...
işin kolayına kaçanlarla
zoru seçenler ayrışmalıydı nihayetinde
farklı saflarda cepheleşmeliydi...
ve madde denen
ve mânâ denen denizlere
atmalıydık kendimizi
ham hamur yoğunluğunda
o bildik çamur kıvamında
yüzmesini bilmeden
yüzmesini bilmeden...
o iki deniz ki birbirine karışmamalıydı asla
ama biz karışmak zorunda kalmalıydık BİRBİRİMİZE
SEVMESİNİ BİLMEDEN
SEVMESİNİ BİL...
5.0
100% (1)