2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
960
Okunma
Çıbanı kaşıdıkça, irin içiyorum
Moraran dudaklarımda şarap yudumlar akşam
Tarumar olmuş tertemiz bir baharın
Şaşkına dönmüş girdabıyım ben
Ilık bir mevsim tazeliğinde
Kapanır gök sanki mekânıma
Issız koylarına çekilmiş kaşlarım
Halkalar çizer… Öksüz bakışlarıma
Vurguna gebe, gün ve gün
Heyecanını terbiye eden dudaklarımın
Suyu çekilmiş ırmakların
Yas’ını tutan balığıyım ben
Kimine göre ben şairim
Kimine göre şu fani dünyadan gelip geçen
Kahır üstünden, zembereğin sayacından su içen
Uslanmaz bir deliyim ben
Çok şey istemem ki; bana ters
Çok bildiğim; zannettiğim bana ders
Feriştahın değilim ki övüneyim
İki gözü, bir yüreği olan ben
Kırkında öğrendim bilmece çözmeyi
Yalan yüzlerde gezinen çizmeyi
Yaşadıkça bu hayat da dalgıç olmadım ama…
Karabataktı ,yüzmeyi öğreten
Dışı rengârenk; içi asi yılan
Düzeni almış bürümüş yalan
Tek bildiği var… Soyup, soğana çeviren
Düzenin kıyısına vuran… Dalgayım ben